Zaman, her an bizimle yaşayan bir şey olsa da hala daha birçok gizemini koruyor. Zaman kelimesini düşündüğümde aklıma onlarca soru geliyor. Acaba zamanda yolculuk mümkün mü, paralel evren diye bir şey var mı, zamanda ileri veya geriye gidilmek mümkün kılınırsa bu nasıl olur ve nasıl sonuçlar doğurur? Daha bunun gibi nice soru…
Eskiden insanlar zamanı kavrayabilmek adına ay ve güneş takvimleri çıkarmış, birçok saat türü icat etmişlerdir. Çünkü insanlar zamanı kontrol etmek ve bilmek gereksinimini hissetmiştir. Zaman, o kadar çok hayatımızın merkezinde olmuş ki, her işimizi ona göre yapıyoruz. Uyanma vaktimizden tutun yemek yeme saatimize kadar.
Aslında zaman kavramını açıklamak oldukça zordur. Hatta deneyler sonucunda zaman, atmosferde değişikliğe uğrar. Bunun yanında zamanın gerçek mi yoksa yanılsama mı olduğunu tartışan iki düşünce mevcuttur. Zaman, parçaları olmayan bir bütünden ibaret olup olayların yaşandığı sahnedir. Bazı fizikçiler bunun gerçek olmadığını savunuyor.
Ya gerçek değilse ve yalnızca algılayabildiğimiz kadarını yaşıyorsak? Burada devreye blok evren kuramı girer. Bu kuram bize zaman denilen şeyin kipsiz olduğunu ve her şeyin yönünün aynı şekilde gerçeğe yöneleceğini söylüyor. Bu yüzden geçmiş ve geleceğin şimdiki zaman kadar gerçek olduğunu da önümüze seriyor.
Bütün bunların yanında sizler de biliyorsunuz ki dünyada ve uzayda zaman algısı farklıdır. Çok önceden Yıldızlararası diye bir film izlemiştim. Bir astronom baba ve onun kızı vardı. Baba uzay yolculuğuna gidip dünyaya geri geldiğinde, yanlış hatırlamıyorsam kızı onu kendinden 40 yaş büyük biri olarak karşılamıştı. Ama adam hala aynıydı.
Tam olarak izahı budur işte. Uzayda zaman dünyaya kıyasla oldukça hızlıdır. Çünkü kütle çekiminin fazla olduğu yerlerde zaman yavaşlar. Ama eğer bir karadeliğe düşerseniz orada 1 seneniz 40 sene gibi geçer. Oraya gitmenizi tavsiye etmem doğrusu. Peki zamanda yolculuk mümkün mü? Elbette mümkün.
Az önce cevabını vermiş oldum ama tekrardan sizler için anlatayım. Aslında zamanda yolculuğun birçok örneğini yaşıyoruz. Mesela 2018 yılında 20 yaşında bir insanın 5 yıllık bir uzay yolculuğuna çıktığını düşünelim. 5 yıl sonra bu insan dünyaya geri döndüğünde 25 yaşında olacak değil mi? Ama bu insan dünyaya geldiğinde yıl 2023 değil, 2068 olacak(!) Bu da astronotun 50 yıl geleceğe yolculuk yaptığı anlamına gelir.
Geleceğe yolculuk yapmak mümkün ama geçmiş için henüz net bir cevap yok. Bütün bunların yanı sıra zaman beni başka türlü de yanıltıyor. Anlatacaklarım size oluyor mu bilmiyorum ama bana birçok kez oluyor. Mesela bazen zaman algımı kaybediyorum. Yani o an ortamda olduğum yerde değilmişim gibi oluyor. Bu durumun henüz izahını bulmuş değilim. Başka olan şey ise; şu sıralar zamanın haddinden fazla hızlı geçtiği düşüncesi. Tamam kabul ediyorum zaman bazen çok hızlı geçebilir. Bu da genelde mutlu olduğumuz anlarda olur ama benim için zaman şu sıralar normalinden daha hızlı geçiyor. Bu durum insana kendini robot gibi hissettirebiliyor. Umarım bu konuda yalnız değilimdir(!)
Başka bir inanışa göre ise; kendimizden çok önce bize çok fazla benzeyen birisinin yaşamasının mümkün olması. Hatta bu teori, eğer ki vücudunuzun herhangi bir yerinde iz veya leke var ise önceki hayatınızda o yerden öldürüldüğünüzü de öne sürer. Sizce bu mümkün mü?
Eğer bu düşünce mümkün ise dünyaya birden çok kez geliyoruz demektir(!) Bir de dejavu var. Herkesin başına mutlaka gelen şu olay. Benim çok yaşadığım bir şeydir bu. Bazı anlar sanki daha önce o anın tıpatıp aynısını yaşamış gibi hissederim. Hatta gözümün önüne bile gelir. “Déjàvu”, Fransızcada “zaten görülmüş” demektir. O anda gördüğünüz ya da deneyimlediğiniz bir olayı daha önceden gördüğünüzü ya da deneyimlediğinizi sanma ya da hissetme halidir. “Off, dur, bu ânı sanki daha önceden yaşamıştım, hatırlıyorum” deyip kafanızın karıştığı illaki olmuştur.
Uzun lafın kısası zaman ve beynimiz bize hep oyunlar oynar. Bu durum bizleri çoğu zaman korkutur ve meraka sokar. Umarım bir gün, zaman ve beynin çözülemeyen bu sırlarının kapısı daha fazla aralanır…