Son günlerde gündemde İsveç’te meydana gelen propagandalar yer alıyor. İsveç ve Türkiye arasında zaten bir gerginlik vardı. Ama bu gerginlik son günlerde yeni bir safhaya ulaştı.
İsveç polisi, aşırı sağcı Rasmus Paludan’ın Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakma eylemine izin verdi. Böyle bir şey olabilir mi ya? Müslümanlar tabi ki de bu olaya çok fazla tepki gösterdi. Sırf İslam’ı sevmiyorsun diye bu dinin kitabını özgürce yakabilme yetkisini sana kim verdi? Tam bir rezillik! Hangi din olursa olsun, insanlar saygı duymalıdır.
Eylemler burada bitmedi. Kışkırtılan insanlar, İsveç’te, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a benzeyen bir maket ile provokasyonlara başladı. Türk vatandaşları bu eyleme tepkisiz kalmayıp Cumhurbaşkanı Erdoğan için destek töreni düzenledi. Burada bitti mi? Yine hayır! İsveç’te insanlar, üzerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk bayrağının olduğu bir posterin üstüne basarak yürüdüler.
Bu nasıl bir saygısızlıktır ya? Bütün bu olanlara rağmen İsveç hükümetinin halen net bir adım atmadığı ortada. İsveç Başbakanı, yapılan bütün şeylere rağmen ‘’Saygısızca’’ demekle yetiniyor. Belli ki olanlar onların da işine geliyor. Yüzyıllardır dünyada süre gelen bu ‘’dinlerin savaşı’’ hala daha devam edecek mi cidden? Herkesin dinini özgürce yaşayabildiği bir dünyada yaşamak varken böyle saçma sapan eylemlere hiç gerek yok! Bunun yanı sıra Kur’an-ı Kerimi yakan Rasmus Paludan’ın, yaptığı bu eylem karşısında sunduğu açıklamalar insanı hayrete düşürüyor doğrusu.
Paludan, yaptığı eylemden sonra dakikada 20 ölüm tehdidi aldığını ve korktuğunu söylüyor(!) Ayrıca amacının Türkiye’ye gol atmak olduğunu ancak işlerin istediği gibi gitmediğini de belirtiyor(!) Korkman kadar normal bir şey var mı Paludan?
Hatta size şunu da söylemeliyim ki Rasmus Paludan tam bir suç makinesidir. Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kuran-ı Kerim yakan aşırı sağcı politikacı Rasmus Paludan’ın 24 yaşındaki bir erkeğe yüzlerce mesaj attığı ve ısrarla takip ettiği için uzaklaştırma cezası aldığı ortaya çıktı. Paludan ayrıca, ırkçılık ve nefret suçu nedeniyle 2 aylık da hapis cezasına çarptırılmış.
Gazeteci Nevşin Mengü, bu konuyla alakalı şunları dile getirmiştir, “İsveç’te Kuran yakma eylemini gerçekleştiren Rasmus Paludan aslında Danimarka vatandaşı. Danimarka’da ırkçı bir parti kurmuşluğu, seçime girip anca yüzde 1 almışlığı var. Irkçılık ve nefret suçu nedeniyle 2 aylık da hapis cezasına çarptırılmış. İşlediği suçlar nedeniyle avukatlık lisansı ve sürücü lisansı da askıya alınmış, dengesiz, manyak bir tip. Irkçılar, nerede olursa olsun genelde böyle dengesiz, sorunlu tiplerden çıkıyor. Kıssadan hisse ırkçılık kötüdür. Rasmus Paludan daha önce de 24 yaşındaki bir erkeği stalkladığı, yüzlerce mesaj attığı, ısrarla takip ettiği için uzaklaştırma cezası almış.”
Biz, İstanbul’u fethettikten sonra oradaki gayrimüslimlere dinlerini özgürce yaşamasını sağlayan Fatih Sultan Mehmet’in insanıyız. Biz, laiklik ilkesi ile din ve devlet işlerini birbirinden ayırıp, İslam’ı siyasete alet etmeyen Mustafa Kemal Atatürk’ün insanıyız.
Biz, gayrimüslimlerin özel hayatına müdahale etmeden onlara İslam’ı müthiş bir şekilde tebliğ eden Hz. Muhammet’in ümmetiyiz. Bizlere bu tür provokasyonlar işlemez. Tam tersine bizi daha çok ayakta tutar, birlik ve beraberlik içinde savaşmamızı sağlar. Biz Müslümanların üzerine oynanan bütün bu oyunlar ezelden beri vardı hala daha devam ediyor, edecek de.
Ama biz bunun da üstesinden geleceğiz…