Soğuk bir kış günü evsiz, sığınaksız, başını sokacak sıcak bir yuvasız. Korunacak bir alanı olmadan ne kadar hayatta kalabiliriz? Dışarıda bir o kadar tehlike varken sığınaksız ne kadar yaşayabiliriz?
Hiçbir sıcak tutacak kıyafet olmadan, bir saniye dahi sıcağı hissedeyim diyebileceğiniz eviniz olmadan karanlıktan korktuğunuzda yanınızda biri olmadan tek başınıza yaşayabilir miydiniz?
Ya da çok sıcak, kavurucu havalarda bir gün gidip serinleyeceğiniz eviniz olmasa, kapağını açıp buz gibi su içeceğiniz dolabınız olmasa, normal suya dahi ulaşamasanız ne hissederdiniz ve bunlar yaşanırken hiç kimsenin yardım etmediğini, her görenin kovalayıp sizi ittiğini hayal edin ve bunlar yaşanırken ne konuşabiliyor nede kendinizi anlatabiliyorsunuz.
Karnım acıktı diyemiyor, susadım diyemiyor üşüdüm veya çok sıcak oldu diyemiyorsunuz YALNIZSINIZ! Hiç kimse sizi anlamıyor ve yardım etmiyor siz ne kadar bağırsanız da onlar sadece sizden rahatsız olup değişik bakışlarla yadırgıyorlar sanki yaşamaya hakkınız yokmuşçasına bakıyorlar. Peki, nesiniz hiç tahmininiz var mı?
Bugün hepimiz sokaklarda dolaşan kedi köpek ve binlerce hayvanlardan biriyiz.
Ne açım nede susuzum diyebiliyorlar sadece bakışlarıyla anlatıyorlar kendilerini, üzgün olduklarını hasta olduklarını canlarının yandığını hangimiz duyuyoruz?
Peki, hangimizin umursuyoruz sorumluluk alabilenimiz var mı?
İşler zaten çok zorken konuşamaz, kendini ifade edemezken, birde insanlardan şiddet görüyorlar aramızda yaşayıp gün içerisinde selam verdiğimiz otobüste, markette, sokakta karşılaştığımız milyonlarca cani var ve bizim konuşamayan masum dostlarımız bu caniler tarafından öldürülüyor, şiddet görüyor, cinsel istismara uğruyorlar.
İşkence gören kediler canı yanan köpekler aylarca kırılan kemiklerinin iyileşmesini bekleyen hayvanlar. Sırf insanların mangalını bir kaç lokmayla süslemek için vurulan kuşlar, doğasından sırf insanların arzusu içinayrılan tüm canlılar. Sizden insan olduğum için özür dilerim.
Kendimize olan saygımız ve bu dostlarımıza olan yaşam saygımız için yapmamız gerekenler çokta meşakkatli değil aslında. Hepimiz kendi işyerlerimizin bahçesine, evlerimizin bahçesine, kapılarımızın önlerine, park ve bahçelerde müsait gördüğümüz yerlere bir kap mama ve bir kap su koymalıyız.
Hayvan sever insan olarak bilinmesi gereken en önemli bilgi ise çocuğumuz istiyor veya birine hediye olarak bilinçsizce hayvan satın alınmamalı. Sokaklarımızdaki çoğu dostumuz, zamanında bir çocuğun isteği üzerine, ailesi tarafından oyuncak olarak alınmış, birine hediye edilmek için alınmış köpek ve kediler ile dolu. Sorumluluğunu bakımını kaldıramayıp sokağa salınıvermiş dostlarımız, maalesef evcil olarak doğup, evcil ortamda yetiştirildiğinden dolayı hayatlarını idam ettiremiyorlar. Kendilerine koruyamıyor, ya açlıkla mücadele ediyor ya da bir araç çarpması sonucu hayatını kaybediyorlar. Eğer bir dost arıyorsak ve sorumluluğunu heyecan ile istiyorsak, barınaklar ve ilgili kurumlar sayesinde sahiplenerek dost edinmeliyiz her zaman SATIN ALMA SAHİPLEN demeliyiz.
Çocuğu olan anne babalar unutmamalıyız ki çocuğumuza hayvan sevgisini küçük yaşlarda aktarmalıyız. Kedi gördüğünde veya köpek gördüğünde onları canavar olarak değil dostumuz gibi tanıtmalıyız, geleceğe hayvan sever bireyler yetiştirmemiz gerektiğini unutmamalı ve üstümüze düşen görevi yapmalıyız.