Bağırsaklarımız sağlıkta parmak izimiz

Suna Koçak

Hepimizin bildiği gibi bağırsaklarımız 2. beynimiz… Tıpkı beynimiz gibi bilgileri kaydediyor ve bu bilgileri kullanıyor. Vücudumuzun pek çok işleviyle yakından ilgili. Bizim besin seçimlerimizi etkiliyor, Rahatsızlık hissi yaratarak duygularımıza yön verebiliyor, öğrenme, bilişsel fonksiyonlar, nörolojik hastalıklarda rol oynayabiliyor. Bağırsaklarımızda faydalı ve faydasız olarak tabir edebileceğimiz çok sayıda mikroorganizma var. Ve bizim toplam hücre sayımızın 10 katı kadar yaklaşık 100 trilyon. Diyet örüntümüz, genetik yatkınlığımız, antibiyotik kullanımımız, hastalık geçmişimiz gibi bizi tanımlayan çoğu şey bağırsağımızda yaşayan bu canlıların sayısını ve çeşitliliğini etkiliyor.

Bağırsaktaki bakterilerin üretmiş olduğu seratonin, dopamin ve GABA gibi mutluluğu arttırıp stresi azaltan nörotransmitterlerin üretimine destek vermesiyle ruh halimizi ve uyku düzenimizi etkiliyor.

Bağırsak mikrobiyotası bir organ gibi işlev görüyor aslında.. Bağırsaktaki emilim sürecine destek oluyor, bağırsak emici hücrelerinin sağlığının korunmasını sağlıyor, Kısa Zincirli Yağ Asitleri olarak adlandırılan ve bizim sindiremediğimiz karbonhidrat yapılarını sindirerek bağırsağımızı besliyor . Doyan Bağırsak tatlılar, fast food gıdalar gibi zararlı gıdalar tüketme isteği olmadan beyne doydum sinyalini göndermeyi sağlıyor. Eğer ki metabolizma sürecimiz kötü ve obezite geçmişimiz varsa artık burda yaşayan bakterilerin çoğunlukla Firmicutes cinsi dediğimiz ve sizi sürekli zararlı besinleri canınızın çekmesine sebep olan bakteriler tarafından ele geçirildiğini belirtmek isterim.

Eğer ki sağlıksız beslenmeye devam edersek bağırsaklarımızda sayısı artan zararlı bakteriler bağırsaktaki yapılarımızın bozulmasına ve geçirgenliğini artırarak beyinle olan bağlantıları aracılığıyla beyin sisi adı verilen ve beynimizde uyuşukluğa neden olan hastalığa davetiye çıkarır.

Peki ne yapabilirim ki faydalı bakteriler dediğimiz Bactereidotes türleri yönetimi ele alsın da biz de çağımızın problemi olan çoğu hastalıktan kurtulabilelim. Probiyotik gıdalar olan yoğurt, kefir, turşu ve prebiyotik gıdalar olan muz, pırasa, enginar, kuşkonmaz gibi besinler tüketerek bağırsak sağlığımızı korumuş oluruz.

Son zamanlarda kullanımı giderek yaygınlaşan probiyotikler de bağırsak sağlığınızı destekleyecek faydalı mikroorganizmaları içeren formlar mevcut hepsi farklı faydalara sahip örneğin Bifidobacterium longum; Çölyak, Chron Ülseratif Kolit gibi bağırsak hastalıklarında, Bifidobacterium bifidum; Diyabet, Kolesterol ve Stres kaynaklı bağışıklık zayıflıklarının giderilmesinde, Lactobasillus bulgaricus; ishal ve gaz şikayetlerinde, Lactobasillus rhamnosus; Gastrointestinal şikayetler, Mide Ülseri ve Solunumla ilişkili enfeksiyonlarda etkili olduğu çalışmalarda gösterilmiştir. Doktora danışılarak uygun dozda uygun probiyotik tedavileri almak da tüm vücut sağlığınızın korunmasında etkili olacaktır.

Özellikle bol posa içeren yeşillik, sebze-meyveler, zeytinyağı ve omega 3 kaynağı balığın ön planda olduğu Akdeniz tipi beslenme modelini tercih etmeliyiz. Pozitif düşünme, yeterli uyku, yeterli su tüketimi, yeterli fiziksel aktivite de bağırsak sağlığımıza destek olur. Böylelikle hormonlarımız, vücudumuzdaki sinyal ve ileti mekanizmaları stres alarmları çalmak yerine her şey yolunda problem yok yanıtıyla daha iyi düşünmeye daha üretken olmamamıza yardımcı olacaktır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.