Etkili bir şekilde istemeyi biliyor musunuz? Günlük işlerimizin bir parçası olarak dilekte bulunmayalı ne kadar zaman oldu? Acil bir durumda bir tehlike veya sıkıntı anında, hastalıkta, depremde, dünyanın dört bir yanındaki insanların, tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanmış olan bir çocuk; ülkeler arası savaş ya da sel, deprem altında kaldığımızda dualar içimizden su gibi akar. Dünyamızın değişebilmesi için zihnimizi değiştirmemiz gerekir... Bu değişim içten dışa doğru olacaktır. Ama bu karanlık oda kavramını kabul ederseniz, süreçle ilgili olarak kendinizi duygulardan özgür hisseder ve mutlu olursunuz. İlk günlerimizden beri bizlere aşılanmış olan bazı düşünceler, inançlar vardır, bütün bunlar bilinçaltı karanlık odasının derinliklerinde gizlidir. Bunu bilmek, düşüncelerimizi neden daha sağlıklı bir şekilde değerlendirme vaktinin geldiğini açığa çıkaracaktır.
Örneğin bir vantilatörün yanına oturmanın boynunuzun tutulmasına neden olacağına inanıyorsanız, bilinçaltınız ne yapıp edip boynunuzun tutulmasını sağlayacaktır. Bu rahatsızlığı oluşturan şey, pervanenin yüksek frekansta titreyen zararsız enerji moleküllerini temsil eden hareketi değil, sizin yanlış inançlarınızdır, yoksa vantilatör zararsızdır.
İş yerinde biri hapşırdı diye siz grip olacağınızdan korkuyorsanız, o korku beklediğiniz, korktuğunuz ve inandığınız şeyin gerçekleşmesine neden olan zihninizin bir hareketi haline gelir. İş yerinizdeki diğer kişilerin buna inanmadıkları için grip olmadıklarını görürsünüz, zira onlar sağlıklı olmaya inanıyorlardır. İnsanların genellikle en çok korktukları şey başlarına gelir. Tüm bu örneklerde de görmüş olduğumuza göre bilinçaltımızın gizli gücü ile karşı karşıya kalıyoruz.
Mümkün olduğunca her konuda pozitif olarak düşünmeliyiz ki hayatta bizlere gülümsesin ve sıcak yüzünü göstersin demek ki her şey bizlerin elinde güzel düşün güzellikler seni bulsun. Sımsıkı kucakla hayatı...