Kendi'n Zamanı

Semanur Tugan

Hayatlarımızı yaşarken büyüklerimiz biz her acı eşiğine geldiğimizde bunların birer tecrübe olduğunu, yaşayarak öğrenmemiz gerektiğini söylüyor. Peki kaçımız bu tecrübeleri yaşamak istiyoruz veya kaçımız bu tecrübeleri yaşamaktan kaçıyoruz? Çoğumuz ilerleyen zamanlarda bir şeylere sahip olmak istiyoruz. Eş, dost, aile, iş ve daha bir sürü sebep veya insan. Sahip olmaya çalıştığımız sebepler birer kurtuluş mu bizim için? Bu satırları okurken hem kendinizi hem de hayatınızı sorguya çekeceksiniz. Her anınızı tekrar tekrar değerlendireceksiniz, gözünüzden kaçan veya görmek istemeyeceğiniz bir sürü temel veya dolaylı sebepleriniz olacak. Hayatınızın bir kişi veya birçok kişi ile sınırlı olmadığını, kimleri kaybedip kimleri nasıl kazandığınızı anlamak için sorular oluşturacaksınız. Soruların cevapları kendinizde oluştuğunda birer adım atmış olacaksınız, beraberinde aslında her insanın hayatının hemen hemen aynı olduğunu anlayacaksınız. Bunu fark etmeniz için de kesitler halinde parçalar oluşturacağım sizlere. İnsanların kendileriyle yüzleşmeye neden cesareti yok, hiç merak ettiniz mi? Hep merak edip asla yanıt alamadığım bir soru veya cevapları beni memnun etmedi en azından yeterince memnun etmedi. Cevaplar şöyleydi, ilk cevap aşıktım gözüme perde indi. Her insan aşık oluyor değil mi? Aşık olduğunuz insan sizin için ne kadar kıymetli? Sizi baştan çıkartıp kendinizi unutturuyorsa bunun adına aşk mı deniyor? Çünkü benim bir temelim var bunu bana annem öğretti ve her tanıştığım kişiye bunu söylüyorum “Önceliğin her zaman kendi’n olsun.” Bu bir yalnızlık nasihati değil.

Yalnızlığı tam anlamıyla bana anlatabilir misiniz? Yalnızlık iki türlü benim penceremde hem maddi hem de manevi yalnızlık. Maddi yalnızlık yoksullar için olabilir peki ama manevi yalnızlık nedir? İnsanların yaşamaya değer amaçları veya yaşamaya değer mücadeleleri olması gereken bu dünyada yorgun kalmamak en önemlisidir aslında. İki grup düşünün iyiler ve kötüler olmak şartıyla neye göre veya kime göre iyi, kötü olabilirsiniz hiç fikir yürüttünüz mü? Kime sorsanız ben iyiyim diyor. Bu paradoksun içinde herkes iyiyse kötü olanlar kim? Kötü olanlar için alkol kullanan, kendine zarar veren tercihleri veya başka problemleri olan insanlara mı deniyor bilmiyorum. Siz de bu durumu yaşayan bir insana ön yargı ile yaklaşıyorsanız dürüst olayım benim gözümde kötü olarak seçilen siz olursunuz. Buradan şunu çıkartabiliriz her insan başkasına göre iyi veya kötü olabilir. Kaç insanımız gerçekten hümanist olup bütün iyiye ve kötüye kucak açıyor? Kocaman bir soru işareti.

Konu dışına çıkmak istemiyorum sadece bu anlatacaklarım da yalnızlığınızı, kötülüğünüzü, iyiliğinizi belirleyecek ve bunu kendiniz tarafsız yapacaksınız. Hataların her zaman telafisi olur. Bir tanıdığım bana şöyle demişti; hatalar istenmeden yapılır ve affedilebilecek durumda ise affedilir ama suç bilerek ve isteyerek yapılır bundan dönüşün de kaçarın da olmaz.

Şimdi yazdıklarıma odaklanın ve her sayfayı çevirdiğinizde hayatınızın yerine yazdıklarımı oturtun, dönüm noktanızı belirleyin, arkadaşlarınızı seçin en önemlisi de HAYATI KENDİNİZ İÇİN YAŞAYIN, BAŞKA İNSANLARIN İSTEĞİ İLE DEĞİL.!!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.