NEDEN ÜRETİM ?
Türk Milleti; Bir lokma, bir hırka masalları ile cennet serapları gösterilerek kandırılıp uyutulurken, HAİNLER haramın dibini sıyırıp her mevkiyi, her kaleyi ele geçirerek ülkeyi CEHENNEM 'in kenarına kadar getirdi.
Türk Milleti; Hürriyetinden yoksun yaşayamayan tek MİLLET' tir. Özgürlüğü için ölümü göze alır, esarette kalmaktansa ölmeyi tercih eder.
Bunu bilen "KANCIK SOYLULAR" din gibi kutsalları kullanarak milleti afyonlamış ve Başbuğ ATATÜRK 'ümüzün sözlerini unuttururcasına fakirleştirerek Türk Milleti'nin DNA'sını bozmaya girişmiştir karşı devrim olarak.
NATO'nun Gladyatörleri ve Lejyonerleri, Kraliçe’nin Devşirmeleri , AB-D ekseninde dönen TOPAÇLAR, Sağcının içine gizlenen Yeşil Kuşaklı Yobazlar, Solcunun içine gizlenen renksiz her renge bürünen hainler Sistematik İhanet Partisinin en sadık "elemanları" olmuştur...
Uyan ve kalk Türk Milleti !...
Kalk ve ATATÜRK NE DİYOR OKU…
- Zamanımız tamamen bir iktisat çağından başka bir şey değildir.
- Türkiye’mizi layık olduğu seviyeye yükseltebilmek için mutlaka ekonomimize birinci derecede önem vermek mecburiyetindeyiz.
- Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.
- Gerçek işgaller kılıçla değil, sabanla yapılır.
- Hiçbir medeni devlet yoktur ki ordu ve donanmasından önce iktisadiyatını düşünmüş olmasın.
- İstiklalin tamamiyeti ancak istiklal-i mali (ekonomik bağımsızlık) ile mümkündür.
- Kesin zaruret olmadıkça piyasalara karışılmaz; bununla beraber hiçbir piyasa da başıboş değildir.
- Kılıç ve saban; bu iki fatihten birincisi ikincisine daima yenildi.
- Kılıçla ülke alanlar, sabanla ülke alanlara yenilmeye mahkumdur.
- Kurtuluş ve bağımsızlık için yaptığımız savaşı tamamlamak ve Tanrı’nın milletimize doğuştan verdiği yetenek ve kabiliyeti en yüksek derecede geliştirmek ve memleketimize bağışladığı bütün kuvvet ve servet kaynaklarından en iyi biçimde faydalanarak zayıflığımızın sebeplerini yok etmek için, bundan böyle hiçbir fırsat ve zamanı ziyan etmeyerek çalışmaya mecburuz.
- Hayat demek ekonomi demektir. Çünkü millet yoksul kaldıkça hiçbir şey yapamaz. İlk önce zengin olmalıdır. Çünkü her şeyi yapan paradır. Öncelikle ekonomiye önem vermek lazımdır.
- Ekonomide faydalı olabilmek için ise teoriler ve kavramlar ile vakit geçirecek zamanımız kalmamıştır.
- Ulusal ekonominin temeli tarımdır.
- Bugün mevcut fabrikalarımızda ve daha çok olmasını dilediğimiz fabrikalarımızda kendi işçimiz çalışmalıdır. Refah içinde ve memnun olarak çalışmalıdırlar. Ve bütün bu saydığımız sınıflar aynı zamanda zengin olmalıdır ve hayatın gerçek tadını tadabilmelidir ki, çalışmak için kuvvet ve kudret bulabilsin.
- Halk müreffeh, müstakil, zengin olmak istiyor.
- Komşuların refahını gördüğü halde, fakir olmak pek ağırdır.
- Memleketi bayındır hale cennet hale getirecek olan ekonomik güç ve ekonomik alandaki himmettir.
- Milletimizi insanca yaşatacak bir iktisat devrinin aşılması lazımdır. Hepimizin arzusu şudur ki, bu ülkenin insanları ellerinde örnekleriyle tarımın ticaretin endüstrinin emeğin yaşamanın temsilcilleri olsunlar, artık bu memleket böyle fakir ve bu millet hakir değil, memleketimize zenginler memleketi ve yeni Türkiye'nin adına da çalışkanlar diyarı denilsin. İşte millet böyle bir devri yüceltecektir ve böyle bir devrin tarihini yazacaktır.
- Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
- Görevinizi diğer kişileri kıskanmadan yapmalısınız. Kariyer yolunda yalnız değilsiniz. Sizinle aynı hedefe sahip başkaları da olacak. Bu hayat karşılaşmasında diğer rakipleriniz yetenekleri ile sizi geçebilirler. Bir başarı elinizden kaçabilir, bundan dolayı rakiplerinize kızmayınız. Eğer elinizden geleni yaptıysanız kendinize de kızmayınız. Asıl önemli olan kariyer yolunda verdiğiniz çaba ve emektir. İnsanın elinde olan ve kendisini mutlu edecek olan şey çabadır. (Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, IV., 1917-1938, Ankara, 1964, s.78)
- Beni övme sözlerini bırakınız, gelecek için neler yapacağız onları söyleyiniz.
Bu ülkede yaşayan bütün toplumsal katmanların üyelerinin anlaması gereken tek bir gerçek var ekonomik anlamda özgür olamazsanız köle olursunuz. Köle olmamak adına yapılması gereken tek şey Üretmek Üretmek Üretmektir. Üretmek paranızın değerini, yaşam kalitenizi, huzurunuzu ve hayata bakışınızı artırır, bu değerlerin yükselişini artırmanın bilinen başka bir yolu mevcut değildir.
Hangi politik görüşe sahip olursanız olun artık yolun sonuna geldiğimizi kabul edin çünkü bu kabulleniş kurtuluşun en önemli gerçeği olacaktır. Bu gerçeği kabullenen insan kurtulmak adına çözüme odaklanacağı için üretmek adına çözüm yolları arayacaktır. İğneden ipliğe her şeyin yerli ve milli olması gereken küresel bir krizden geçerken bu gerçeği görmemek aptallık olacaktır ve aptallar bedelini ağır ödeyecektir.
10 senede ülkeyi sıfır üretimden üretim cenneti haline getiren anlayışın yeniden bu ülkede canlanması gerekmektedir. Bu canlanış illaki aynı siyasal çizgide olması gerekmemektedir. Bu üretim seferberliğini bu ülkede başlatan başarıya ulaştıran siyasi çizgi her daim kalıcı ve güçlü olacaktır. Hayatın, hayat kalitesinin ve toplumsal huzurun siyasetten üstün görülmesi en hayati konudur.
Bütün toplumsal katmanların bir arada yaşadığı bu coğrafyada huzurun tek gerçeği çalışmak, üretmek ve insanca yaşamaktan geçmektedir. Yazıma son verirken herkese seslenmek istiyorum bütün siyasi oluşumlara öncelik sıralamanızda hayati önemi ve en ön sırayı lütfen üretim seferberliği alsın aksi takdirde bu yoksulluk sizi de huzurlu kılmaz evlerinizde…
Saygılarımla…