HANGİ LİDER ?
Şimdi sizinle bir anı paylaşacağım bu anı üzerinden günümüzü tahlil etmeyi size bırakarak anıya geçiyorum...
Şükrü Kaya (Eski İçişleri Bakanı) nın anılarından alınmıştır :
Atatürk'e hakaret etmekten sanık bir köylü hakkında gerekli işlemler yapılmaktaydı. Durumu bir defa da Atatürk'e anlatma gereğini duydular. Kendisi Antalya'da idi. Konu kendisine anlatıldıktan sonra, Atatürk merakla sordu:
- Ben ne yapmışım ona?
Köylünün dosyasını inceleyenler derhal bir açıklama yaptılar:
- Gazete kağıdı ile sardığı sigarayı yakarken, kağıt tutuşmuş da ondan.
Atatürk'e bu durumu nakleden bir Milletvekilidir. Atatürk o Milletvekiline döner ve sorar:
- Siz, gazete kağıdı ile sigara içtiniz mi?
Milletvekili bu sorunun nedeni anlayamaz ve cevap verir:
- Hayır, Efendim.
Atatürk, Milletvekiline döner ve şöyle cevap verir:
- Ben Trablus'ta iken içmiştim, bilirim. Pek berbat bir şey. Köylü bana az bile küfretmiş. Siz bunun için onu mahkemeye vereceğinize, ona insan gibi sigara içmesini sağlayın.
Kaynak : Yaşamın İçinden Atatürk Anıları, Henri Benazus, Bizim Kitaplar, 2007
ÖLÜMSÜZLER
Bu güne özel sizinle bir şiir paylaşmak istiyorum. Gün kararıp kalma günü değildir, ne mutlu insanlar uğruna bedel ödeyebilene diyerek ;
"Yenilmişsem
Elim kolum bağlı
Boynumda yağlı ip
Gelip dayanmışsam darağacına
Dudaklarımda yarın
Gözlerim yarınlarda
Unutmak mı gerek seni?
Kapılar kapalı
Tutulmuşsa gece
kapkara yollar
Sıcacık bir sevgi
sunmayacak mıyım insanlara?
Bakmayacak mıyım yarınlara
Seslenmeyecek miyim insanlara?"
Deniz Gezmiş - 5 Mayıs 1972
Üç gencin ölümsüzleştirildiği 6 Mayıs 1972 gününü acı ve gözyaşı içerisinde yad ediyoruz. Ruhları şad olsun ölümsüz gençlerin...
DARBELER KİME YARAMIŞTIR.
27 Mayıs 1960
27 mayıs darbesi bakanlar kurulu tutanaklarından okuduğumuz kadarıyla hazinesi tam takır olan Demokrat Parti hükümetinin maaşları ödeyemeyecek durumda olduğunu görüyoruz. Herkesin kabul ettiği bir gerçek olan darbe olmasaydı Dp hükümeti ekonomik anlamda çok büyük bir sıkıntıya düşecekti gerçeği ile aradaki azalan oy farkı ile beraber kötü gidişat Chp iktidarını hazırlayacaktı. Talihsizliğe bakın darbe oldu ve Chp tek başına iktidar olma şansını yitirdi. Darbe sonucu itibariyle Chp ne kazanmıştır yada nasıl bir kazanım elde etmiştir. Kazanan Emperyalist işbirlikçiler olmuştur.
12 Eylül 1980
12 Eylül darbesi ile darbeciler tarafından hazırlanan Özal hükümetinin, Yunanistan'ın Nato’ya alınmasının ve Siyasal İslam’ın yeşertilmesinin ve büyütülmesinin önü açılmıştır. Chp nin bu darbeden faydası var diyen gelsin anlatsın bizde anlayalım.
12 Mart 1971 Muhtırası
Deniz Gezmişlerin asıldığı bu muhtıra sonuçlarının Chp ye yaradığını düşünmek sanırım abes olur.
28 Şubat Muhtırası
Milli olan Necmettin Erbakan ‘ın istifa ettirildiği ve Siyasal İslam'ın iktidara hazırlandığı bu muhtıranın da Chp ye yaradığını düşünmek sanırım tam anlamıyla aptallık olur.
Peki neden darbeler her zaman Chp ve sola zarar verirken darbe çığırtkanı olarak suçlanıyorlar ? Bunun tek izahı Emperyalizm ve yerli iş birlikçileri tarih boyunca sıkıldıkları, bittikleri noktada ya bu ithamla saldırmışlar yada darbe yaparak yaklaşan Chp iktidarına engel olmuşlardır. Her zaman bir ilke olarak sol içerisinde öğretilen en kötü sivil yönetim en iyi darbe yönetiminden daha iyidir ilkesi herkes tarafından bilinen bir gerçek iken neden sağ duyulu sağ görüşlü ilkeli aydınlar sol adına buna bir dur demek ihtiyacı duymazlar ?
Darbelerin kime yaradığı gün gibi ortada iken darbeden beslenenlerin darbelerle önü kesilenleri darbeci olarak suçlaması ne kadar uhrevi ne kadar adil ve ne kadar ilkeli bir davranıştır onu da sizin takdirinize bırakıyorum.
SOSYAL ADALET
Belediyelerin yardım ve hizmet işinde dil, din, ırk ve sosyal katman gözetmeksizin tarafsız bir şekilde davranması ahlaki ve adilane bir zorunluktur. Bu kurala uyanlar kazanır uymayanlar ise er yada geç kaybeder. Bu gerçeğin başka bir türlüsü mümkün değildir tarih yazmamıştır.
Hükümetlerin devlet yönetiminde dil, din, ırk ve sosyal katman gözetmeksizin adil olması da aynı şekilde değerlendirilmelidir. Devletin asıl dikkate alması gereken hususu bir Atasözü ile açıklarken bu konuyla ilgili yorumları size bırakarak yazıma son veriyorum. Sevgiyle ve adaletle kalın.
“ Balık verme balık tutmayı öğret “