Pamuk İpliğine Bağlı Evliliklerimiz

Ramazan Yüce

Yaşlı bir çifte sorarlar:

—Tam 65 yıl, nasıl evli kaldınız?

Yaşlı çift cevap verir:

—Bizim doğduğumuz zamanlarda bir şeyler kırıldığında tamir edilir, çöpe atılmazdı. O yüzden...

Bugün tamir yok. Kırıp döküp atıyoruz dışarıya. Tıpkı hoşlanmadığımız veya uzun süredir kullanıyorum, artık yenileyelim diyerek evimizdeki eşyaları dışarıya attığımız gibi. Eşya kullanmadaki müsrifliğimizin aynısını evliliklerin bitirilmesinde de uyguluyoruz. 

Oğlumuza-kızımıza ayrı bir ev kiralıyor, içini iğneden ipliğe döşüyoruz. Görkemli bir düğün yapıyoruz. Sen baba olarak düğünden kalan borçları ödeye dur. Bir de bakmışsın ki oğlumuz-kızımız ayrılma yoluna gidiyor. Sebep? Anlaşamadık. Oluru yok mu bu işin derseniz, mümkün değil. Oğlan-kız, olmayacak bu iş diyerek boşanmak için soluğu avukat bürosunda alıyor. Biraz bekleyelim, yeni bir aile kuruyoruz, zaman her şeyin ilacı, birbirimizi anlamaya çalışalım, kendimizi karşı tarafın yerine koyalım demezler. Anne ve babaları da yapıcı davranmazlar. Bu iş yürümez diyerek yangına körükle giderler. Haydi diyelim ki oğlanla kızın heyheyleri üzerinde. Sağlıklı düşünemiyorlar. Birleşmeleriyle ayrılmaları bir olacak. Ya tarafların anne babaları ne yapıyor? Bir araya gelip bunları nasıl bir arada tutarız, aradaki kırgınlığı nasıl gideririz, bu çatlağı nasıl tamir ederiz demiyorlar. Zaten soran da yok. Taraflar bir an evvel bu beladan kurtulalım deyip soluğu mahkemede alıyor. Kimi bu işi evliliğin başında, kimi birkaç yıl sonra, kimi de birkaç çocuktan sonra yapıyor. Sayıları da az değil maalesef boşananların ve boşanmak isteyenlerin.

Boşanmak çözüm mü? Maalesef değil. Boşananlar rahat ve huzurlu mu? Yani dertleri bitiyor mu? Bitmediği gibi artarak devam ediyor. Hele arada çocuk varsa bu işin nafakası var, çocuğun velayet durumu var, belli aralıklarla çocuğun mahkeme kararıyla gösterilmesi durumu var. Bu durumdakiler kolay kolay yeni aile kuramıyor. Çünkü orta yerde çocuk var. Kim alacak/varacak çocuklu birine. Çocuğun anne veya babasız büyümesi de işin çabası.

Yazımın başında evliliklerinin 65.yılını yaşayan evli çiftin "Bizim doğduğumuz zamanlarda bir şeyler kırıldığında tamir edilir, çöpe atılmazdı." sözü kulaklarımıza küpe olması lazım ama söz dinleyen kim? Boşanmanın çözüm olmadığını gören çok. Aklımızı başımıza alacağımız yerde mantar gibi çoğalıyor boşananların sayısı.

Geçen hafta yaşları elliyi bulmuş iki tanıdığımı ziyaret ettim. Birinin iki, diğerinin üç çocuğu var, yaşları elliye merdiven dayamış. Önce birine, sonra öbürüne uğradım. Hal-hatırdan sonra içine attıkları dertlerini döktüler. Her ikisi de evliliklerinden memnun değildi. Birinin ikinci evliliği. Evde dışlanmış hissediyor kendini. "Nefret ediyor eşim benden, her yaptığım suç oluyor" dedi. Öbürü birkaç ay küs kaldıktan sonra güç-bela eve getirebildim" dedi. Üzüldüm hallerine.

Karıları haklı, kocaları haksız; kadın haksız, koca haklı iddiasında değilim. Bir yerde sorun varsa tek taraflı değildir. Suçun oranları farklıdır. Ama gördüğüm, kocaların evliliklerini kör-topal da olsa yürütmek çabasında oldukları. Kadınların ise vurup kapıyı gittikleri. Anladığım bekledikleri gibi olmayan evliliği -sonucu ne olursa olsun- bitirmek yönünde. Lügatlerinde tamir yok, yama yok; kırıp çöpe atmak var. Tıpkı eskiyen/eskimeyen eşyamızı çöpe attığımız gibi. Hasılı günümüz evlilikleri pamuk ipliğine bağlı. Tamir kabul etmiyor.

Allah evliliklerimizi başa kadar sürdürsün. "Hoşlanmadığı helal olan boşanmalardan" bizleri korusun!

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.