2019 lise yerleştirme sonuçları açıklandı. Öğrenciler sınavlı veya sınavsız olarak istedikleri okul türlerine yerleştirildiler. Bir üst okula yerleşmek isteyenler, yerleştiği okulu beğenmeyenler ve tercih ettiği okullara yerleşemeyenler iki nakil döneminde şanslarını tekrar deneyecekler.
Lise yerleştirme süreci, belirlenen takvim çerçevesinde devam ederken ÖSYM'nin yaptığı YKS sınavının sonuçlarına göre yerleştirme süreci başladı.
Hem ortaokulu bitirip liseye gitmek isteyenler veya liseyi bitirip üniversiteye kapağı atmak isteyen öğrencilerin aldıkları puan, yüzdelik dilim ve başarı sırasına göz attığımız zaman pek şaşırtıcı gelmiyor. Derece yapan veya başarılı öğrencilerin çıktığı okullara baktığımız zaman sonuçlar bizim için sürpriz değil. Düzenli ve bilinçli çalışan, bir hedefi olan, hangi konuda ne eksiği olduğunu bilen öğrencilerin okuduğu okullar daha başarılı ve hedefini üç aşağı beş yukarı tutturmuştur. Hedefi olmayan öğrenci profilinin yoğun olduğu okullarda da durum tam tersidir. Yani başarısızlık vardır. Başarı varsa da bir elin parmağını geçmeyecek şekilde bireyseldir. Okullara bu başarıyı ya da başarısızlığı getiren en büyük pay da bu okulları tercih eden öğrencilerdir. Demek istediğim okulları okul yapan öğrencilerdir.
Çocuğun başarı ya da başarısızlığında okulların, öğretmenlerin, çocuğun gittiği kurs merkezinin payı yok mu? Vardır elbet. Okulların payı disiplin, öğretmenlerin payı ise bir adres soran veya yolunu şaşırmış bir kişiye yol tarifi yapma diye basitleştirebileceğimiz rehberlikten ibarettir. Birlikte yarışabileceği okul/sınıf arkadaşlarının, çocuğuna imkanlar sunan ailelelerin ve sorumluluğuna katkı sunan çevrenin de payı vardır. Ama büyük pay öğrencidedir. Bu iş kumaş meselesidir. Kumaşı iyi olan iyi bir elbise olabilir.
Anlatmak istediğimi, yerleşme sonuçları açıklandıktan sonra okulların taban puanlarına bakarak da görebiliriz. Tercih eden öğrencilerin puanlarıyla oluşan taban puan genelde hep aynı.Okulların yüzdelik dilimleri değişmiyor. Bir yıl önce yüzdelik dilimi düşük iken ertesi yıl yükselmiyor ve düşmüyor. Bir lise diğer liselere fark atmıyor. Çünkü öğrenci tercihini yaparken yüzdelik dilimi yüksek olan okulu başa yazarak okulları yukarıdan aşağıya doğru sıralıyor. Yüksek yüzdelik dilime göre yerleşen çocukların okuduğu okullarda da başarı -doğaldır ki- yüksek oluyor.
Okullardaki öğretmen kalitesine bakarsak yüzdelik dilimi yüksek olan okulların öğretmenleri çok iyi, yüzdelik dilimi düşük okulların öğretmeni yetersiz anlamına gelmez. Düşük puanla öğrenci alan bir okulda çok iyi öğretmenler olabileceği gibi puanı yüksek okullarda da yetersiz öğretmenler olabiliyor. Anlatmak istediğim başarıyı getiren, öğretmeni çalıştıran ve zorlayan öğrencidir. Bir okulu zirveye çıkaran da, yerin dibine batıran da öğrencidir. O yüzden iyi okul arayışına girerken çocuğumuzun etine buduna bakmamızda fayda var.
Yazımı bitirirken şu tespitimi de burada ifade etmek istiyorum. Çocuk için öğretmenin önemli olduğu okul kademesi, ilköğretimin birinci kademesi olan ilkokul kısmıdır. Burada öğretmen birinci faktördür. Öğretmen bu kademede ne verdiyse öğrenci, ortaokul ve lisede bunun üzerine koyar. Başarı ve başarısızlık kriter ve anahtarı ilk kademedir.