İçimizde mülteci olarak yaşayan Suriyelilerin sayısı az değil. Hemen hemen okullarımızın çoğunda Suriyeli öğrenci görmek mümkün. Çocukların hemen hemen hepsi Türkçe biliyor; yazıyor ve konuşuyor. Büyüklerden de dilimizi konuşanların sayısı az değil.
Aramızda 8 yıldır zorunlu iskana tabi olan Suriyelilerin kısa zamanda Türkçe öğrenmesine çoğu zaman gıpta ederim. Biz ise onlardan ne Arapça öğrenebildik ne de ilkokul 2.sınıftan beri okullarda ders olarak okutulan İngilizceyi sökebildik. Zaman zaman "Bu Suriyeliler bizden daha mı zeki" diye sorduğum olur. Hayretimden soruyorum. Yoksa bizden daha zeki değiller. Herhalde şartlar zorlayınca insanlar çabuk öğrenebiliyor bir başka dili.
Sene başında dersime birkaç defa geç gelen bir Suriyeli öğrenciye niçin geciktiğini sorduğumda beni pek anlamamış, dediğime tercümanlık yapması için diğer bir Suriyeliden yardım istemişti. Beni anlamadığını görünce bilebildiğim kadarıyla çocukla Arapça konuşmaya başladım. Az da olsa meramımı anlatabilmiştim. Birkaç haftadan sonra dersime de girmedi. Çünkü bazı derslerde dilimizi bilmeyen bu tip Suriyeli çocuklar başka bir sınıfta Türkçe dersi görüyorlar. Bu dönem ders programı değiştiği için bu kız öğrenci tekrar dersime gelmeye başladı.
İlk hafta girdiğim ders programı ikinci hafta tekrar değişti. Haftanın ilk iş günü bahçede nöbetçiyim. Kız çocuğu yanıma yaklaşarak "Bir soru sorabilir miyim öğretmenim" dedi. Sor dedim. "Sizin dersiniz bizim sınıfa ne zaman” dedi. Şimdi girince deyince ne demiş olabilir bana? Haydi kendinizi biraz zorlayın. Ne kadar zorlasanız da öğrencinin ne cevap verdiğini bulamazsınız. En iyisi ben söyleyeyim. Bana "oha" dedi. İnanın, aynen böyle. “Kızım, nasıl konuşuyorsun böyle" dedim. Hemen yüzü kızardı, "Özür dilerim öğretmenim" dedi. Sonra koşarak uzaklaştı yanımdan.
Şimdi gelelim "oha"nın anlamına. "Büyük baş hayvanları durdurmak için kullanılan seslenme...Kaba ve yakışıksız bir davranışta bulunana karşı kullanılan" bir ünlem imiş.
Kıza ne demiştim ki? Tek suçum, dersimizin şimdi olduğunu söylemem. Ne büyük baş hayvanım ne de kaba ve yakışıksız bir davranışta bulundum.
İçimizde bizim gibi çatır çatır Türkçe konuşan hatta takdir alacak kadar başarılı olan Suriyelilere gıpta ederken dün yanıma gelen bu kız öğrencinin bana söylediği yakışıksız kelimeyi duyunca "Suriyelilerin bazısı Türkçe öğrenmese daha iyi olur, hatta bu çocuk güzel dilimizi hiç öğrenmeseydi… Mübarek, daha doğru dürüst dilimizi bilmez iken öğrendiği kelimeye bak” dedim.
Demek ki dün nöbette nasibim bu imiş: Oha. Ne diyeyim? Kızın seviyesine ineyim: "Oha"sına oha!