Hasta Katılım Payları

Ramazan Yüce

Hastanede muayene olduktan sonra devletin aldığı hasta katılım payını, muayene ücretini ve reçeteye yazılan ilaçtan alınan yüzdeyi sorun edinmiyorum. Devlet alması gerekiyordur, alıyor. Alınan ücret azdır, çoktur iddiasında da değilim. Benim sorun edindiğim eczaneye her varışımda bir borç çıkarılması. Burada eczanelerin para almasına da bir şey demiyorum. Devlet, eczanelere vezne görevi vermiş. Onlar da alıyorlar. Burada bir sorun varsa bu sorun eczacıların sorunu.

Benim derdim devletin tahsil edeceği muayene ve hasta katılım payını peşin tahsil ettirmemesi. Her muayeneden sonra her eczaneye varışında az veya çok bir borç çıkıyor. Borcu duyunca önce ne borcu deyip bir şok geçiriyorsun. Eczacı ya şu şu tarihlerde falan hastanede muayene olmuşsun açıklaması yapıyor ya da geçmiş borcu gösteren bir çıktı veriyor. Tamam, neyse, kapatalım bu borcu deyip ödemeyi yapıyorsun. Eczaneye bir diğer uğradığında yine eski bir borçla karşılaşıyorsun. Anladığım kadarıyla sistem son muayenenin reçetesini görüyor, ilacını veriyor ama son muayeneyi görmüyor. Onu da bir dahaki gelişine saklıyor. Haraca bağlar gibi her defasında önüne bir başka borç çıkarıyor. Merak ediyorum çok mu zor, son muayeneyi  hemen yansıtmak?

Bugün bakkallar bile doğru dürüst borç yazmıyor. Parası olmayan kredi kartını uzatıyor, alışverişini karta geçirtiyor. Hatta çoğu bakkalın görünür yerinde "Veresiyemiz yoktur" levhası asılı. Yani eski çamlar bardak oldu. Fakat görüyorum ki devlet hala borç yazdırmaktan vazgeçmiş değil, eski borç ve veresiye defterlerini yaşatmaya çalışıyor. Tek farkı var. Borcu deftere yazmıyor, sisteme işliyor. Devlet parayı peşin tahsil edecek bir sistem bulamadı mı yoksa başka bir hesabı mı var? Yok bulduğu en güzel sistem bu ve  bu sistem bu şekilde devam edecekse bari bu sistemin mucidi kim, bu yazılımı kim yaptı ise bari her eczanenin önüne bu mucidin bir heykelini dikmeyi şart koşsa. Hiç olmazsa eczaneden her çıkan kafasını kaldırarak bu mucidin yüzüne bakar. Böylece hem mucit her eczaneden çıkanın hayır duasını alır hem de heykeltıraşlara bu vesileyle bir iş çıkarılmış olur. Bu işin, bu sanatın gelişmesine de katkı sağlayacağını düşünüyorum. Bu bir maliyettir denirse pekala HKP(Hasta Katılım Payı) gibi bir HKP(Heykel Katılım Payı) sütunu daha açılır. (Kısaltmayı değiştirmeye bile gerek yok gördüğünüz gibi) Bu maliyet de hastaların üzerine borç olarak yazılır. Tahsil işini de yine eczacılar yapar.

Burada bir söz de din görevlilerine söyleyelim. Biliyorsunuz ramazan ayı gelince din görevlileri eski ramazan geleneklerinden olan veresiye defterlerine değinirler ve bu vesileyle bakkala borç yazdıran fukaranın borçlarını sildirmemizi teşvik ederler. Artık eskisi gibi bakkal borcu olmadığına göre din görevlileri vaazlarında veresiye defteri konusunu işlerken "Fakir fukaranın eczane borçlarını ödeyin" desinler. Çünkü hasta olup da hastaneye uğrayan herkesin borcu var eczanelere.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.