Ekranların Gediklileri

Ramazan Yüce

Ekranların Gediklileri

Ne zaman Türkiye gün­deminde ne var ne yok, bir bakayım deyip haber kanallarını bir gezinsem, belli başlı kanalların tartışma prog­ramlarına bir göz atarım. Gündem, konu ne olursa olsun her kanalın konukları gün be gün genelde aynı kişiler. Sanırsın ki kanalın demir­başları ya da o konunun emsali olmayan uzmanları, ister akade­misyen ister siyasi, ister gazeteci, ister hukukçu, ister hekim vs olsun genelde hepsi aynı kişilerden olu­şuyor. Bu aynı kişiler o kanaldan bu kanala arzı endam edip duruyorlar. Gören de ülkede adam kıtlığı var, bunları o konunun vazgeçilmez tek uzmanları sanır. Hangisinin yüzünü görsen konuşmaya başlamadan ne konuşacağını, neyi ve kimi savu­nacağını, fikrinin ve zikrinin ne ol­duğunu bilirsin. Pek azı hariç hepsi tarafgirdir. Kimin; hangi partinin, hangi zihniyetin adına geldiği bellidir. Bu ekran müdavimleri kendi görüşlerini arz etmekten ziyade içlerine sinsin veya sinmesin kimin adına konuşacaklarını; neyi, nasıl konuşacakla­rını çok iyi bilirler. Çünkü görevleri budur. Ekrana çıkmadan önce ev ödevlerine çok iyi hazırlanmalarına gerek yok. Zaten hazırlık yapmak isteseler de her akşam bir kanala çıkmaktan, geç vakte kadar ekranlarda dur­maktan yeterince hazırlanamazlar. Eksikliklerini tarafgir davranmala­rıyla kapattıklarını sanırlar. Halbuki birbirinin tekrarı bayat cümlelerini yeni bir şey söylüyormuş gibi satıp dururlar. Eksikliklerini kapatmak için sık sık ya araya girerler ya da sesini yükselterek rakibine üstün gelmeye çalışır. Kendisi önemli de­ğil. Yeter ki savunduğu kesime bir halel getirmesin. Yoksa karizması çizilir, bir daha ekran yüzü göremez ve mukarrabun sınıfından çıkarılır, izleyici aynı kişileri görmekten bıkıp usansa da yeni yüzler ve farklı fikirleri savunan kişileri görmek istese de kolay kolay göremez. Gö­rüntü, işinin uzmanı çoğu kişiye ya ekranlar kapalı ya da başka kişiler ekranlara çıkmak istemiyor. Tele­vizyonlar da isteklilerle yetiniyorlar. Ekran müdavimlerinin verdiği imaj ise ekranlara çıkması akredite edilmiş kişiler olduğu şeklindedir. Sebep her ne ise izleyicinin aynı kişileri görmekten pek haz almadı­ğını düşünüyorum. Mahkeme nasıl ki kadıya mülk de­ğilse bugünün ekran gediklilerine de ekranlar mülk değildir. Çünkü bugünkü gördüğümüz yüzler dün yoktu. Dün başkaları bu görevi yerine getirdi. Bugün bunlar yerine getiriyor. Yarın bu görevi başka yüzler yerine getirecek. Bu ülke­de tarafgirlik ve ölümüne bağlılık sona ermediği müddetçe bu tip her devrin adamları olmuştur ve olmaya devam edecektir. Kendin­den kaynaklanan bir kalitesi yoksa belli bir zaman kullanılıp sonra bir kenara konacaktır. Böyle olacağını bu tipler de biliyor aslında. Çünkü bu ülkenin geçmişi unutulmuş nice gedikliler ile doludur. Buna rağmen bir gün de olsa beylik beyliktir dü­şüncesinde olmalılar ve su akarken testilerini doldurma derdindeler. Ekranlarda her devrin adamlarını görmeye alışkın olsak da gönül ister ki bu koca koca adamlar, birilerinin savunuculuğunu yapma­sınlar, birileri adına bir başkasını kötülemesinler. Dediklerinin doğ­ruluğuna önce kendileri inansınlar. Tek istediğim, kendileri olsunlar. Tarafgirliğin zirve yaptığı bu ülkede pek karşılığı olmasa da doğruya doğru, yanlışa yanlış desinler. Çün­kü ekranların ve ekranlarda boy gösterenlerin kamuoyunu doğru bilgilendirme gibi bir amme gö­revleri vardır. Algı yönetiminde rol aldıkça ülkeye zarardan başka bir şey veremezler.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.