Dertlenmek/Dert Edinmek Çok mu Zor?

Ramazan Yüce

Ülkemin bazı insanlarını anlamak zor! Ama zor günler onların bilinçaltını ortaya çıkarıveriyor. İyi ki sosyal medya var, iyi ki bu alemi kullanıyor da içini boşaltıveriyor. Yeter ki zor ve darda kal, gerçek yüzünü görüveriyorsun. Zaten boşuna dememişler, zor günde kişinin ne olduğu belli olur diye.

 

Sadede gelmeden bir örnek vererek yazımıza devam edelim. Biri aşırı surattan hiç olmayacak yerde kaza yapmış, ya aracının içinde can çekişiyor, ya da yaralı bir şekilde yola savrulmuş. Bu durumda ne yaparız? Hemen bir ambulans için 112'yi arar, ambulans gelinceye kadar yaralıya zarar vermeden yapabileceğimiz bir şey varsa yaparız. Bu durumda yaralıya "Kazayı nasıl yaptın, gözün kör müydü, niçin hız yaptın, kurallara uymazsan işte böyle olur, ne halin varsa gör" demeyiz. Soğukkanlılığı bırakmadan olan olmuş, adamın hatasını sonra konuşuruz deyip içimize atar, üzüntülü bir halde yardımseverliliğimizi ortaya koyarız. Olması gereken de bu. Gerekirse yaralının istediği yakınlarına haber veririz. "Oh iyi oldu" deyip el ovuşturmayız ve sevinmeyiz.

 

Şimdi gelelim sadede... Ülke, ABD merkezli bir ekonomik yaptırımla karşı karşıya, bugüne kadar görülmemiş bir saldırı altındayız. Paramız dolar karşısında eriyip gidiyor, doların ateşi sönmüyor. Zaten bu savaşı başlatanlar da kriz devam etsin istiyor. Bu durumda aynı geminin insanları olarak düşüncemiz ne olursa olsun düşmana karşı bir ve beraber olup kenetleneceğimiz yerde bazılarımız "Dolar şu kadar oldu, EURO bu kadar oldu, benzin şu kadar zamlandı. Biz demedik mi bu ekonomik modelle ekonomimiz düzelmez diye ama bizi dinlemediniz. Üstelik daha düne kadar ABD ile bir ve beraberdiniz. Bu işler 'Onların doları varsa bizim de Allah'ımız var' demekle olmaz. 'Halkımız bizimle beraber’ demekle olmaz, 'Yastık altındaki dolar ve altınları bozdurun' demekle olmaz. Sonra halkta para mı var? 'Önce kendin bozdur ve zengin ettiklerin bozdursun.' Ülkeyi 16 yıldır siz yönetiyorsunuz. Siz iktidara gelmeden dolar şu kadardı, şimdi bu kadar oldu. Eskiden bir asgari ücret ile şu kadar çeyrek alınıyordu, şimdi bu kadar alınıyor, maaşlar eridi. Bu ekonomik krizin sorumlusu sizsiniz" şeklinde yazıyor, çiziyor, paylaşıyor, yorum yazıyor, cevap veriyor ve konuşuyor. Bu tiplerin içinde oh oh ne iyi oldu, çekerler giderler artık, dercesine umutla beklenti içerisine girenler bile var. 

 

Halkımızın kahir ekseriyeti bu krizde elimden ne geliyorsa onu yaparım, buna hazırım derken bazıları orta yerde trafik kazasından beter bir durum varken hiçbir şey yapmadıkları gibi kah ayıplıyor, kah tiye alıyor, kah kızıyor, kah sevinçten dört köşe oluyor. Akıl vermeyi de ihmal etmiyor.

 

Burada ülkeyi yönetenler masum, sütten çıkmış ak kaşıklar, tüm suç ABD'de demiyorum. Paramızın pul olmasında zamanında tedbir almamalarından dolayı hükümet edenlerin ihmali var. Ama bu, şimdinin meselesi değil. Orta yerde bir yangın var. Ki bu yangın sadece ekonomiyi bu hale getirenleri vurmayacak, aynı gemide olan hepimizi vuracak. Şu durumda yapılması gereken bu yangını söndürecek avucumuzda bir avuç dolusu su varsa sadra şifa olmasa da onu yangına boşaltmaktır. Hiçbir şey yapamıyor veya yapmak istemiyorsak susalım, dertlenelim. Timsah gözyaşları dökmeyelim. Piyasa oturduktan sonra eteğimizde ne taş varsa dökelim. Ama şimdi zil takıp oynamayalım.

 

Sahi çok mu zor susmak, üzülmek, ülkenin derdiyle dertlenmek...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.