Bazı Şeyler Şüphe Götürmez
Bazı şeyler vardır ki şüphe götürmez. Para da bunlardan biridir. Para kişinin kendi öz sermayesi ise parayı nasıl, ne şekilde, nereye harcayacağını kendi bilir, kimse karışamaz. (Aslında buna da karışılır ama şimdi konumuz bu değil.) Para kamunun veya kamu yararına çalışan bir kurumun ise buralarda olanlara düşen yoğurdu üfleyerek yemeleridir. Çünkü buralar halkın ortak malıdır, halkın yardımlarıyla ayakta dururlar ve amme adına iş yaparlar. Sadece kullanımı için buralar birilerine emanet edilmiştir.
Kamu malının veya kamu yararına toplanan yardım paralarının yerli yerince harcanıp harcanmadığı zaman zaman tartışma konusu olur. Vatandaş sorar ve merak eder: Bu ödenek nereye harcandı, toplanan yardım paraları ne kadar, acaba para yerine vardı ve yerli yerince kullanıldı mı diye. Vatandaşı böyle düşünmeye iten sebep geçmiş kötü örneklerdir. Böyle konularda para musluğunun başında olanların daha bir duyarlı olması gerekir. Devlet yetkilileri ve yardım paralarının toplanma ve harcanmasına ön ayak olanlar, toplanan paralar konusunda hem şeffaf hem de hesap verebilir olmalı. Bu konu, harcanması gereken yere harcandı denip kestirip atılamaz.
Hepinizin bildiği gibi okullarda okulların para pul işlerine bakmak için yönetmeliğe uygun bir şekilde Okul Aile Birlikleri kurulur. Birliğin geliri -varsa- kantin geliri, spor salonu varsa salonun geliridir. Bunun yanı sıra birlik okula gelir elde etmek için kermesler düzenler. Birliklerin esas geliri bağışlardır. Her bağış makbuza bağlanır. Toplanan paralar daha önce açılmış banka hesabına yatırılır. Okulun bir ihtiyacı olduğunda beş kişiden(veli) oluşan birlik yönetimi karar alır. Alınan bu karar, karar defterine yazılır ve imzalanır. Alınacak mal için en az üç esnaftan teklif alınır. İhale en uygun teklifi verende kalır. Ödeme için birlik başkanı ve birlik muhasibinin imzalı dilekçesiyle para bankadan çekilir ve ödeme yapılır. Aynı zamanda gider makbuzu kesilir. Birliğin gelir ve giderleri üç ayda bir, ayrıntılı bir şekilde veli ve öğrencilerin göreceği yerlere asılır. Birliğin gelir gider hesabı yılsonu itibariyle kontrol edilir. Gelir ve giderler yeni yıla aktarılır. Birliğin gelir ve gider hesapları iki öğretmen ve bir veli tarafından belirli periyotlarla denetlenir. Herhangi bir şikayet söz konusu olduğunda veya okul, bir denetim geçirdiğinde birliğin gelirleri de incelenir. İnceleme yapılırken banka cüzdanı, birlik karar defteri ve gelir gider defteri birlikte incelenir. Herhangi bir usulsüzlük tespit edildiği takdirde yönetim kurulunda olmamasına rağmen okulun müdürü hakkında gerekli inceleme ve soruşturma başlatılır. Her yıl ekim ayı içerisinde birlik genel kurulu toplanır. Bu toplantıda okulun gelir gideri ibra edilir. Yeni yönetim kurulu seçilir. Genel kurulda ayrıca izleyen yılın bütçesi karara bağlanır.
Bu yazımda okul aile birliklerinin işleyişinden bahsetmek değildi niyetim. Ama yukarıda yardım ve bağış paralarının kullanımından bahsedince para pul işlerinin şeffaf ve usulüne uygun bir şekilde yürütüldüğü okul aile birliklerini örnek vermek istedim. Bir yerde şeffaflık, hesap verebilirlik ve denetim olunca şaibe de o kadar az olur. Çok az paranın döndüğü okul aile birlikleri şeffaf olabiliyorsa niçin diğer kurumlarımız da şeffaf olmasın? Kurum ve kuruluşlarımız niçin töhmet altında kalsın? Özellikle büyük paraların döndüğü yardım kuruluşlarımızın belirli periyotlarla kamuoyunu bilgilendirmelerinde fayda var. Çünkü mevzubahis olan paradır. Bir yerde varsa orada imtihan var demektir ve herkesin gözü de oradadır. Para pul işlerine bakanların çoğu da bu imtihandan alnının akıyla çıkamaz, altında ezilir.
Halkımızın yardımlarıyla ayakta duran, büyük paraların döndüğü, kötü gün dostu yardım kuruluşlarımızın yıpranmaması ve halkımızın yardımseverliğinin devam etmesi için kurum ve kuruluşlarımız, her tür töhmet ve şaibeden uzak olmalı ve uzak tutulmalıdır. Çünkü bir şeyin şüyuu, vukuundan beterdir. Kurumlarımız güven sorunu yaşarlarsa vatandaş elini eteğini çekiverir.