Bazı Değerlerimizi Kaşımayalım!

Ramazan Yüce

Bir petrol istasyonuna vardığımızda burada sigara içmek, buraya ateşle yaklaşmak yasaktır. Çünkü tehlikelidir. Bir kaçak durumunda benzin veya LPG deposunun patlaması söz konusu. O yüzden bu bölgede sigara içecek, çakmağını çakacak kişi bu mıntıkadan biraz uzaklaşmalıdır. Atın ölümü arpadan olsun diyemez. Bundandır ki istasyona yakıt almak için gelen veya yaklaşan kimse ateş konusunda duyarlıdır. Sorumluluk da bunu gerektirir.

 

Teşbihimi yerinde görürseniz akaryakıt istasyonundan ülkeye gelmek istiyorum. Çünkü ben ülkeyi de bir istasyona benzetiyorum. Suyundan mıdır, toprağından mıdır bilmiyorum. Bildiğim tek şey, tansiyonu ve gerilimi yüksek bir ülkede yaşıyoruz ve bu ülke yeknesak değildir. Bir mozaikler ülkesi bu ülke. 72 millet insan bu ülkeyi birlikte paylaşıyoruz. Çoğunluk Müslüman olmakla beraber bu ülkede Müslüman ve Müslümanlıktan haz almayan; eline fırsat geçse ezanı, bayrağı, dini ve imanı yasaklayacak, dini simgeyi çağrıştıran her türlü değeri yok etmek için uğraşacak, sayıları az olmayan bir kesim var. Bakmayın siz çoğunun kendisini piyasaya çıkarmadığına.

 

Milli ve manevi değerlerimize düşman kesimlerin karşısında ezan, bayrak, din ve iman için canını verecek büyük çoğunluk var. Olmalıdır da. Çünkü bunlar bizi biz yapan ortak değerlerimizdir. Çocuk ve gençlerimize bu değerler yerinde ve zamanında verilmelidir.

 

Ortak değerlerimiz yukarıda saydıklarımdan ibaret değildir. Bizi biz yapan bu değerlerimiz çoktur. Gel gelelim ki bu değerlere düşman olanlar da çoktur. Bu birbirine zıt benzemezleri akaryakıt istasyonuna benzetelim. Bir kıvılcımlık işi var bu istasyonun. Aynı kazana atsan kaynamayacak bu iki kesim, birbirine karşı ateşle barut gibidir. Her ne sebeple olursa olsun karşı karşıya gelmemeli ve getirilmemelidir. Çünkü bu iki kesim, belli değerler üzerinden karşı karşıya getirilirse bir türlü düşmeyen bu ülkenin tansiyonu hipertansiyona fırlar, sağduyu elden gider, kılıçlar çekilir. Böyle durumlarda yükselen tansiyonu düşürmek gerekir. Bu görev de sorumluluk makamında olan insanlara düşer. Özellikle sorumlular yangına körükle gidemezler. Çünkü yangına körükle gitmek tarafları karşı karşıya getirir, ortamı gerer. Bu da uyuyan hücreleri harekete geçirir, yıkıcı fay hatlarını tetikler. Yeter ki istasyonu havaya uçurmak için çakmağı çakan olsun.

 

Ne zaman bu ülkede seçimler olsa seçim arifesinde maalesef gerilimi yüksek ortamların içinde buluruz kendimizi. Puslu havadır bu. Kurt bu puslu havayı sever. Çünkü koyunu kapması gerekir. Siyasilerimiz için de puslu hava, arayıp da bulamadıkları bir ortamdır. Çünkü bu hava seçmenini tetikler, safları karşılıklı kutuplaştırır.

 

Merak ediyorum, birkaç puan için toplumu karşı karşıya getirmeye, birini diğeriyle korkutmaya, bir kesimi diğer kesime bilemeye değer mi? Başta siyasilerimiz olmak üzere kazanmak için her şeyi mubah görenler, unutmasınlar ki bu ülkenin huzur ve mutluluğu her şeyin özellikle siyasetin üstündedir.

 

Lütfen değerlerimizi emellerimize alet etmeyelim ve kaşımayalım.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.