Ah Şu Dolmuşlar Biraz Daha Geniş Olsa!

Ramazan Yüce

Ne zaman birilerini bir iş üzere görsem şimdiki mesleğimi icra etmiyor olsaydım acaba bu işi yapabilir miydim, hatta keşke bu işi yapsaydım derim. Esnafı görsem esnaf, işçiyi görsem işçi, belediye çalışanını görsem belediyeci, siyasetçiyi görsem siyasetçi vs olmaya kalkar, zihnen de olsa bir an için o işi yapar, hevesimi alırım. İş konusunda maymun iştahlıyım desem yanlış olmaz. 

 

Cumartesi günü bir akraba ziyareti yapayım diye otobüs durağına geçtim. Baktım otobüsün gelmesine 17 dakika var, dolmuşa bineyim dedim. Az sonra dolmuş geldi. Bekleşenlerin binmesiyle birlikte dolmuş ilk durakta doldu. Arkalarından  ben de bindim. Ayakta dört-beş yolcu vardı. İyi beklemez, hemen hareket eder deyip dolmuşa atladım. Minibüste oturan yolcuların ekseriyeti kadın, kadınların yarıya yakını da Suriyeli idi. Hem giyimlerinden hem de konuşmalarından belli idi Suriyeli oldukları. Ödemeyi de yaptım, geçip bir yere tutundum. Benden sonra 5-6 kişi daha bindi. Fazlanın fazlası olan dolmuş kalkmadı bir türlü. Demek ki yeterli değildi binen müşterilerin sayısı. Göz ucuyla ayaktaki yolcuları görebildiğim kadarıyla saydım: Benimle beraber ayakta 13 kişi vardı.  Nihayet kaptan lütfetti, yürüdü.

 

Minibüsün hareketiyle beraber aklıma bu sefer minibüsçülük mesleğini icra etmek geldi. Keşke dolmuşçuluk yapsaydım dedim. Dedim ama bu sefer içimden keşke şu minibüs biraz daha geniş olsaydı daha fazla yolcu alır, paraya para demezdim dedim. Yine tüh az daha dursaydım bir iki yolcu daha sıkıştırırdım dedim içimden. Niye almayacağım ki? Nasılsa ben ayakta gitmem diyen yolcu yok, niye fazla yolcu aldın diyen trafik yok, dolu diyen şoför yok, içerideki yolculardan daha nereye alacaksın diyen yok, minibüsçünün bağlı olduğu meslek grubu nedir bu yaptığın dediği yok. Doldur doldurabildiğin kadar. Benden sonra sırası gelen minibüsün yolcusunu almışım önemli değil. Zaten o da yapıyor yeri geldiği zaman. Gelsin paralar! Su akarken testini dolduracaksın değil mi?

 

Kafamdaki minibüs işletmeciliği inince bitti. Hevesimi aldım. Yeter bu kadar minibüsçülük ve kazandığım para.

 

Misafir olduğum eve girerken işi daha da büyüttüm. En iyisi devlet olayım dedim. Gerek yok minibüsçülüğe falan. Kim uğraşacak müşteriden gelecek bozuk parayla. Devlet oldum mu yapacağım iş halk uysun diye kanun çıkarmak, yeterli gelmezse yönetmelik çıkarmak ve devleti yönetmek, aynı zamanda halka hizmet etmek için vergi koymak. Ötesi de beni pek ilgilendirmez. Çıkardığım kanun ve yönetmeliğe halk uymamış umurumda değil. Çünkü benim halkım işini bilir. Ne zamana kadar umursamam? Ta ki bir olay oluncaya kadar! Vukuat durumuna ve halkın tepkisine göre birkaç sorumluyu görevden alır, olaya sebebiyet verenlere de bir ceza yazdırırım, olur biter.

 

Gerçekten hoş bu son görevim. Kedi olalı bir fare tuttum nihayet. Niye ilk başta aklıma gelmedi bu devlet olma fikri de hep diğer mesleklere gıpta ile baktım hep? Neyse gecikmiş de olsa devlet olma fikri iyi fikir! Diğerlerini kim yaparsa yapsın?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.