Genel seçimlerden önce başlayan adına af denmeyen ama aslında bal gibi af olan af yasa teklifi gündemde tartışılmaya devam ededursun. Af teklifi Meclise verildi bile.
Milletin her türlü derdinin istişare edileceği yer Meclistir. Doğruyu bulmak için tartışmak iyidir. Amenna! Mecliste konuşulmayacak, ağza bile alınmayacak, teklif dahi edilemeyecek bir konu varsa o da af teklifi olmalıydı. Keşke Anayasanın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin arasına hatta en başına af konusu da eklenseydi de bugün biz affı konuşuyor olmasaydık. Çünkü affın şakası yoktur. Cinin şişeden çıkması gibi bir şeydir bu. Nasıl ki şişeden çıkan cin tekrar şişeye girmezse af da ağızdan çıkmayı görsün, bir daha ağzın içine girmez.
Merak ettiğim memleketin çözülmesi gereken o kadar meselesi varken af niçin siyasilerin gündemine gelir? Sonra affın kime ne faydası var? Bugüne kadar çıkarılan hangi bir af yasası, sorunumuzu çözmüş, yaramızı sarmıştır? Geçmiş af örneklerine bakılırsa içeriden salıverilen suçluların kahir ekseriyeti arkasında yeni mağdurlar bırakmak suretiyle yeniden suç işleyerek hapsi boylamıştır. Affı ağzımıza alarak elimize ne geçecek? Geçmiş af yasalarının olumsuzluklarından siyasilerimiz niçin ders almazlar da af af deyip tekrar tekrar yanlış üzerine yanlış yaparlar?
Af yasa teklifi veren ve bu teklife destek vermeyi düşünen siyasi parti ve vekillerimiz şunu bilsinler ki affa evet demeye, bu af teklifini Meclis gündemine getirmeye hakları yoktur. Bakmayın siz affa karar verme yetkisinin Anayasamızda Meclise verildiğine! Affa evet diyecek olanlar şunu unutmasınlar ki her verilmiş hak, hak değildir. Meri hukuk Meclise böyle bir yetki vermiş olabilir. Bu, kullanılmaması gereken bir yetki olarak kalmalıydı.
Sayın vekiller, siyasi parti liderleri af yasa teklifinde vereceğiniz karar kamu vicdanını rahatlatması gerekir. Emin olun ki halk bundan hoşnut olmayacaktır. Bir yerde suç varsa suçlu vardır, mağdur vardır. Suçluyu affetme yetkisi mağdura aittir. Affetme veya suçun cezasının çekilmesi suçlu-mağdur arasında bir meseledir. İki kişinin arasında olan bir meseleye sizin bodoslama dalmanız hakkaniyete uygun değildir. Zira bu sizin vazifeniz değil bir defa. Çünkü siz ne suçlusunuz, ne de mağdur! İki kişinin arasına girmeyin. Her şeye burnunuzu sokun ama bu meseleye cıs!
Dört suçluyu memnun edeceğiz diye milyonlarca mağdurun intizarını almayın. Siyaset kazanma işidir. Size buradan bir ekmek çıkmaz. Suçlunun içeriye girmesiyle bir nebze rahatlayan ve derdini unutmaya çalışan mağdurların dertlerini yeniden depreştirmeyin. Hakkınız yok buna! Ateş düştüğü yeri yakar. Kalkıştığınız bu hak; suçluyu koruma, mağduru yeniden mağdur etmedir. Ateşle oynamaktır.
Cin şişeden çıktı, geriye dönüş yok derseniz çıkarmayı düşündüğünüz af teklifine "Mağdur affetmek şartıyla" şartını ekleyin. Mağdur affederse ne ala! Affetmezse suçlu cezasını çekmeye devam etsin. Eğer bir mahkumun haksız yere ceza alındığını düşünüyorsanız yeniden yargılama isteyin. Biz affetmeyi çok seviyoruz, affetmeden duramayız derseniz sadece devlete karşı işlenmiş suçların suçlularını affedin. Bakın size bir af, elinizden alan mı var? Alın tepe tepe kullanın bu hakkı. Ama ötesi haddi aşmaktır, sınıra tecavüzdür.