Hz Muhammed için af makinesi dense umarım teşbihte hata yapmış olmayız. Çünkü cezalandırmaktan ziyade affetmeyi seçmiştir hep. “Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.” Ayetini kendisine düstur edinmiştir. Ömrünü insan kazanmaya vermiş desek yine yanılmayız.
Vatana ihanet suçu diyebileceğimiz büyük bir suç işlemeye teşebbüs eden Hatip bin Ebi Beltea’yı sorguladıktan sonra itirafını samimi bularak affetmiştir. Üstelik affetmekle de kalmamış: "Bedir ashabındandır" diyerek onurlandırmıştır Hatib’i. Mekke'yi fethettikten sonra peygamberliği boyunca kendisine kök söktüren, boykot uygulayarak açlığa terk eden, öldürmek isteyen, kendisiyle savaş üstüne savaş yapan Mekke'nin ileri gelen müşriklerini affetmiştir. Affetmesinin ardından büyük bir çoğunluğu Müslüman olmuştur.
Tebliğ görevi yapmak için gittiği Taifliler tarafından taşlanmış, vücudu yara bere içerisinde iken meleğin: "İstiyorsan Taif halkı yerle bir edilecek" demesine karşın "Ben rahmet peygamberiyim, olur ki onların soyundan namaz kılan bir nesil gelir" diyerek rahmeti gazabının önüne geçmiştir. Bunun semeresi olarak daha vefat etmeden Taif halkı topluca huzuruna gelerek Müslüman olmayı yeğlemiştir.
Medine'de kendisine kök söktüren, her türlü fitnenin içerisinde yer alan, eşi Hz Aişe'ye iftira atan münafıkların başı Abdullah b.Ubey b.Selül'ü dışlama yoluna gitmemiş, onu kazanmak için çaba sarf etmiştir.
Mekke'yi fethetme esnasında "Kim Ka'be'ye sığınırsa, kim Ebu Süfyan'ın evine sığınırsa emniyettedir" diyerek müşriklerin liderini taltif etmiş ve bunun sonucunda da onun Müslüman olmasını sağlamıştır.
Uhud Savaşında amcasını öldüren Vahşi'yi ve onun azmettiricisi Hind'iyi de cezalandırma yoluna gitmemiş ve "Sadece gözüme görünmeyin, çünkü sizi gördükçe amcam Hamza'yı hatırlıyorum" demiştir.
Hz Muhammed’in affetmesine verebileceğimiz örnekleri çoğaltabiliriz. Ahzap süresi 21.ayette: “And olsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Resulullah (Allah'ın Elçisi) en güzel örnektir.” Denilerek Peygamberin bizim için örnek olduğu belirtilmektedir. İki sözümüzden biri onun hayatından örnekler veririz, ismi geçtikçe salavat getirir, senede iki defa doğum gününü kutlarız. Niçin onun affetmesini de örnek almayız. Hep cezalandırma ve dışlama yolunu seçeriz. İnsanımız bilerek veya bilmeyerek suça girmiş, suç işlemiş, kanmış, kandırılmış olabilir. Her suç işleyeni cezalandırarak ne suçu bitirebiliriz, ne de suçluyu. Affetme yolunu deneyerek birçoğunu kazanabiliriz. Allah Teala birçok ayetinde “Allah tövbe edenleri ve temizlenenleri sever” buyurmaktadır. Allah’ın verdiği tövbe kapısını insanlardan esirgememek lazım. “Merhamet maraz doğurur” şeklinde bir itiraz dile getirilebilir. İşlediği suçtan dolayı affedilen insanın tekrar tekrar suç işlemesi karşısında caydırıcı cezalar verilirse kimsenin söyleyecek sözü olmaz.
Hele bir suç toplumun ekseriyetine şu ya da bu şekilde bulaşmışsa af yolunun seçilmesi
toplumsal barış için elzemdir, aciliyet arz eder.