Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk bakanlık koltuğuna oturur oturmaz üç yıllık bir yol haritası belirlemek amacıyla kendisine bir ev ödevi verdi. Bunun için “Problemimiz nedir? Çözüm önerileriniz nelerdir” şeklinde sorular sormak suretiyle teşkilatındaki çalışanlardan ve kamuoyunda ilgili ve ilgisiz kişilerden görüş alma yoluna gitti. Üç aylık bir uğraşın ardından ev ödevine hazırlanmış bir şekilde kamuoyunun karşısına geçerek “Güçlü Yarınlar İçin 2023 Eğitim Vizyonu” başlığı ile bir sunum yaptı. Her bir cümlesi üzerinde bir emek sarf edilerek hazırlanan bu “2023 Eğitim Vizyonu” 140 sayfadan oluşuyor.
Hazırlanan eğitim vizyonunun dolu dolu olduğu, eğitim-öğretimdeki birçok probleme parmak basıldığı ve çözüm önerilerinin sunulduğu görülecektir. Üç yıllık bir zaman dilimi içerisinde eğitim vizyonunda yazılanların hepsinin uygulamaya konulması zor görünüyor. Yine kısaca değinilen bazı konuların altının ne şekilde doldurulacağı konusu net değil. Ancak uygulama imkanı bulduğu zaman aksayan yönlerini görmemiz mümkün olacaktır.
Burada niyetim 2023 Eğitim Vizyonunun maddelerini ele almak, içeriğine girmek değil. Zaten sayfamız da tüm bunları değerlendirmek için yeterli olmaz. Konunun uzmanlarından detaylı görüşlerini açıklamalarını bekliyoruz. Eğitim vizyonu başarılı olur veya olamaz. Ama verilen emek ve gösterilen iyi niyet takdire şayandır. Beni fazlasıyla memnun eden ortaya konan felsefesidir. Satır aralarına bakıldığı zaman hazırlanan bu yol haritasının insanı merkezine aldığı görülecektir. Sayın Bakanın “Bizim bir gayemiz, amacımız var ve bu amacımız göz aydınlığımız olan çocuklarımızı geleceğin dünyasına hazırlamak, mana ve maddeyi kuşatan çift kanatlı bir perspektiften hareket etmek, bizden ama bizden farklı olan çocuklar yetiştirmek.” sözü eğitim vizyonunun felsefesini göstermesi bakımından önemlidir. Bakanın bu açıklamasından tek tip öğrenci yetiştirilmeyeceğini, çocukların kökeni itibariyle bu toprağın çocuğu olacağını fakat bizden farklı olmaları gerektiğini hedeflediğini görüyoruz.
Sunum esnasında siyasi iradenin ve devletin de yer alması bu vizyon belgesinin güçlü bir desteği arkasına aldığı anlaşılıyor. Hazine Bakanının “Mesele eğitimse biz her türlü kaynağı buluruz. Hiç merak etmeyin” demesi desteğin sadece sırtı sıvazlamaktan ibaret kalmayacağını da göstermektedir. Yine hazırlanan bu metinde bir ideoloji, bir dayatma yok. Olması gereken de bu idi zaten.
Burada bir üzüntümü dile getirmek istiyorum. Herkesin “Ne olacak bu eğitim ve öğretimin hali” dediği bir ortamda Sayın Bakan’ın açıkladığı eğitim vizyonu -belki de yoğun gündemden olsa gerek- kamuoyunda yeterince ilgi görmedi. Sık sık değişen ve yoğun gündeme rağmen 2023 Eğitim Vizyonu üzerine bir gündem oluşturup tartışamadık ama Andımız bolca tartışıldı, hala da tartışılmaya devam ediyor, yakın zamanda biteceğe de benzemiyor. Benimki de iş mi yani? Tartışmak için ilk önce 140 sayfalık metni okumak ve anlamak için kafa yormak lazım. Kim okuyacak? Zaten okuma özürlüyüz. Andımızı okumak için emek sarf etmeye gerek yok. Çünkü Andımız hem kısa hem de kutuplaştırması yüzde yüzdür. Kutuplaştırma yapmayan ve yapmayacak 2023 Eğitim Vizyonunu ne yapalım biz?