Yunan’ın gerginliği

Öznur İnanç

Yunan’ın gerginliği

Doğu Akdeniz’de yaşa­nan gerginliği yaymaya çalışan Yunanistan, yol açtığı deniz yetki alan­ları sınırlandırması gerginliğine Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni de dâhil etmeye çalışıyor.Yunan yetkililerin yaptığı konuşmalar açık. Yunanistan Doğu Akde­niz’de yaşanan gerginliği yay­maya çalışıyor. Başbakan Kir- yakos Miçotakis, iyon denizinde karasularını 12 deniz miline (DM) çıkaracaklarını, bu uygulamayı diğer denizlere de yayacakla­rını söylemişti. Miçotakis, adını vermeden Ege’de karasularını 12 DM’ye çıkartacaklarını ima ediyor­du. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) basınında Güney Kıbrıs’ta yayımlanan Alithia gazetesi kay­nak gösterilerek bir haber yayım­landı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Yunanistan’ın “şartlar olgunlaştığında ve zamanı geldiğinde” Güney Kıbrıs’la münhasır ekonomik bölge (MEB) sınırlandırma anlaşması yapacaklarını söyledi.Yunanistan GKRY deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması, iki grupta toplanabilecek nedenlerle uluslararası hukuka aykırı olacaktır. Öncelikle böyle bir anlaşma, deniz yetki alanları sınırlandırmasına ilişkin kurallara aykırı olacaktır. Rodos ve Meis bağlamındaki bu aykırılıklar Mısır tarafından Mısır-Yunanistan anlaşması yapılırken Yunanistan’ın önüne konmuş olmalı. Türkiye de Yunanistan ve GKRY’nin uluslararası hukuk ile bağdaşmayan tasarruflarına maruz kalıyor ama Türkiye’nin garantörü olduğu Kıbrıs’ta Türklerin ihlal edilen hakları ile ilgili başka gerekçeleri de var. GKRY’nin Kıbrıs adasının deniz yetki alanlarındaki faaliyetleri, Kıbrıs uyuşmazlığını derinleştire­rek denize yayıyor ve bölgedeki istikrara zarar veriyor. GKRY’nin Kıbrıs Türklerini ve onların devleti olan KKTC’yi yok sayarak Mısır, Lübnan ve İsrail ile imzaladığı anlaşmalar, ilan ettiği bloklar, yapılan ihaleler, verilen ruh­satlar ve bu ruhsatlara dayalı olarak sahada yapılan faali­yetler bölgede istikrarı bozan hukuksuzluklar olarak kayda geçti. Yunanistan-GKRY sınır­landırma anlaşması da Kıbrıs uyuşmazlığını derinleştiren ve denize yayan yeni bir hukuksuzluk örneği olmak­tan öteye geçemeyecektir. Rumlar Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıktılar diye Kıbrıs Türkleri bu Cumhuriyetin kendilerine verdiği haklardan vazgeçecek değiller. Rumlar Eroğlu’nun önerilerini reddettiler. Burada Türkiye’nin Antalya ilinin Gazipaşa ilçesin­den başlayıp Muğla ilinin Fethiye ilçesine kadar uzanan yüzlerce km uzunluğundaki kıyıları ile Kıbrıs adasının yaklaşık 50 km’lik kıyılarının baktığı bir sınırlandırma bölgesi var. ilgili kıyı uzunlukları dikkate alındığında sınır, Türkiye-KKTC kıta sahanlığı sınırının batı ucundan başlayıp güneye doğru Kıbrıs adasının karasularını ihlal etmeyecek şekilde Türki- ye-Mısır ortay hattına kadar 32° 16’ 18” boylamını takip etmelidir. Türkiye bu hattı kıta sahanlığının sınırı olarak Birleşmiş Milletler’e (BM) deklare etmiştir. Şimdi soru şu: bu sınırı kimler çizecek? Taraflardan biri Türkiye; diğeri de KKTC. Bu durum kıyılarla ilgili değil. Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıslı Rumlarla adanın her yerinde eşit hakları var. GKRY adanın tek meş­ru hükümetiymiş gibi tek taraflı hukuksuz tasarruflarda bulunursa KKTC karşılıklılık ilkesine dayana­rak bu sınırı tek başına çizer.

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.