İlmin, irfanın, teknolojinin ilerlediğini net bir şekilde gördüğümüz günlerdeyiz. Bu anlamda elektrikli araçlarında güzel ülkemizin gündeminde olduğunu görüyoruz.
Yerli otomobil fabrikamız elektrikli otomobil üretecek inşallah. Hafızam beni yanıltmıyorsa hedef 2023 olarak belirlendi. Şimdi, elektrikli otomobil üretilmesinin iki nedeni var benim gördüğüm kadarıyla; birincisi, enerji kaynaklarının tükeniyor olması. İkincisi ise, ekolojik dengenin sağlanması. İki neden de haklı nedenler ve tüm dünyanın elektrikli araçlara ilgi göstermesi, yatırım ve çalışmalar yapması için yeterli nedenler.
Otomobildi, motosikletti, kamyondu falan derken yakın gelecekte benzinli, mazotlu araçlara “Hadi bay bay” diyeceğiz. Burası artık kesin. Avrupa ülkelerinin elektrikli otomobil üretimine çoktan geçtiğini görüyoruz. Adamlar rahat rahat kullanıyor. Alt yapıyı da kurmuşlar. Şarj istasyonları falan var. Benimsemişler işi.
Peki, gelelim bize, Türkiye’mize. Benim bazı çekincelerim var. Niye? Bu elektrikli araçlar bizde yaygınlaşınca ne olur? Malum biz biraz farklı, değişiğizdir. Herkes gibi değiliz. Olması gerekeni yapmayı pek sevmeyiz. Dolayısıyla bu araçlar yaygınlaşınca ayvayı yiyeceğiz gibi geliyor bana. Düşünün. Benzin yok, mazot yok. Bunlar olmayınca neye zam yapılacak? Elektriğe. Peki elektriği kim kullanıyor? Herkes. Aracı olan da olmayan da.
Şimdi elektrik faturalarına bakıp, “bu nedir yahu” diye isyan ediyoruz ya kendi içimizde, yarın öbür gün mumla arayabiliriz bu faturaları diyorum. Şimdiden hazırlanın derim. Yoksa yarın öbür gün “akşam mum yakayım da elektrikten tasarruf edelim” diye düşünürsünüz ama muma da zam gelir. Demedi demeyin.