Kalabalıktan Uzaklaşmak Lazım
Bu koronavirüs vesilesiyle insan kalabalıklarından uzak durmaya başlamışken diğer kalabalıklardan da uzaklaşmak lazım. Laf kalabalığı, riya kalabalığı, kibir kalabalığı gibi…
Sanmayın ki çok kişiyi tanımak, çok kişi ile konuşmak insanlık belirtisi. Bunu yapmayan kişiye de halk arasında ‘insanlığı yok’ kavramı kullanılır. Burada ayrıt edilemeyen nokta şudur ki insanlık çok kişi tanımakla ve çok konuşmakla olmaz. Yolda kalmışa, darda kalmışa yardım etmektir insanlık, bir hayvana merhamet göstermektir, yeri geldiğinde düşmanı düştüğü yerden kaldırmaktır. Yani çevrenin çok kalabalık olması pek bir anlam ifade etmiyor.
Kişi çok kişi ile çok konuşuyor olabilir. Önemli olan nasıl biriyle ne konuştuğudur. Konuşma bir çıkar ilişkisi için veya bir kişinin ayıplarını ortaya çıkarmak içinse bunlar kişiyi manevi anlamda helak olmaya kadar götürebilir.
Ağızdan çıkanın ve yapılan eylemin ne olduğu tabi ki önemli. Bununla birlikte hayatımıza aldığımız kişilerin nasıl biri olduğu da önemsiz değil.
Hasılı; konuşmak, tanımak değil önemli olan. Bunların bir amacı olmalı.
Bir misyonu, vizyonu, hayali, tasası olmalı insanın. Hedefi, hayali olmayan insan boş işlerle uğraşır. Dedikoduya, gıybete, kötülüğe sevk eder. Kısacası; “Az insan, çok huzur.”
Şuna da açıklık getireyim ki yanlış anlaşılma olmasın; bizler bir Müslüman olarak her zaman çok kişiye ulaşmalıyız. Çok kişinin elinden tutmamız gerekir. Konuşmanın, tanımanın amacı olmalı. Haklı olmak için değil, Hakkı savunmak içinse eğer konuşmalar ve tanışmalar amenna fakat hiçbir şeyi ifade etmeyen sadece kötülüğe sevk ederse orada bir durmak, düşünmek gerekir.