Dijital yazılımlar üzerine kurulu bir hayatımız oldu. Hepimiz akıllı telefonlara mahkum olduk. Her birimiz sabah kalkar kalkmaz telefona sarılıyoruz.
Denildiği gibi; Teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki yetişmek, ayak uydurmak çok zor. Her gün yeni bir cihaz, yeni bir uygulama karşımıza çıkıyor. Bir uygulamanın nasıl kullanıldığını öğrenene kadar yeni bir program çıkıveriyor. Bu uygulamaların hayatımızı kolaylaştırdığı kabul edilebilir. Fakat diğer yandan baktığımızda yukarıda da bahsettiğim gibi bizi kendilerine mahkum ediyorlar. Bir de özellikle son günlerde sıklıkla konuşulan kişisel verilerin gizliliği hususu da önemli.
WhatsApp, Türkiye’deki kullanıcılarının kişisel verilerini kullanmak ve paylaşmak için müsaade istiyor. Bu tür uygulamayı AB ülkeleri için yapmıyorlar. Fakat Türkiye’deki kullanıcıları ile böyle bir sözleşme imzalamak istiyorlar. Bu sözleşmeyi kabul etmeyen kullanıcılar 8 Şubat’a kadar WhatsApp’ı kullanabilecekler. Kabul edenler de ‘yola devam’ diyecekler. Akıllardaki soru; “Kabul edelim mi? Etmeyelim mi? Ne yapalım?”
Hemen alternatif uygulamalar öne çıkarılmaya başladı. İlk alternatifler olarak Bip ve Telegram telefonlara indirildi, kullanılmaya başlandı. Elon Musk tarafından önerilen Signal uygulamasına pek de rağbet gösteren olmadı. Kamu kurum ve kuruluşlarında bile kullanılan WhatsApp uygulaması, yerini Bip ve Telegram’a bıraktı. Özel kuruluşlar ve işyerleri de aynı şekilde bir yaklaşım sergiledi.
Peki, ülkemizde kişisel veriler ile alakalı düzenlemeler var mı? Var. Okumak, bilgi sahibi olmak, bilinçlenmek lazım. Benim gördüğüm, bildiğim kadarıyla kişisel verilerimiz ancak rızamız olduğu takdirde yurt dışına aktarılabilir. Zaten WhatsApp’da bu konuda sözleşme yenileme isteğiyle rızamızı istiyor.
Çalışmalar gösteriyor ki yakın bir gelecekte görüntüleme teknikleri, sağlık analizleri ve hastalık öncesi tanılama teknolojileri, yapay zeka, mesajlaşma ve haberleşme yazılımları konusunda ilerleyen ülkeler geleceği satın almış olacaklar. WhatsApp örneğinde olduğu gibi sorunlar yaşamamak adına ülke olarak dijital ortamda daha fazla söz sahibi olmak ve yazılım alanında daha fazla ilerleme kaydetmemiz lazım. Aynı zamanda bu uygulamaları uluslararası alanda kullanılabilir hale getirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.