Son zamanlarda birçoğumuzun kullandığı kelime ve toplumda sıklıkla karşılaştığımız dalkavuk ve dalkavukluk üzerine yazacağım. Vaktiniz nispetince okumanızı dilerim.
Öncelikle dalkavuk nedir ve dalkavuk kime denir buradan başlayalım. Bu dalkavuk kelimesinin sözlükteki karşılığı yalakadır. Yani kendisine çıkar sağlayacak kişilere aşırı bir sevgi göstererek, onlardan yararlanmak isteyen şahsiyet. Bana göre dalkavukluk sosyal davranış bozukluğudur, hastalıktır yani.
Ayrıca dalkavukluk, dalkavukluk yapılan şahsa düzenlenen bir komplodur. Dalkavukluk yapılan kişi bunu fark etmeyebilir. Övgüde, sevgide sınırı geçenlerin niyeti iyi değildir. Öte yandan kendi kişiliğine de zarar verir.
Evvel zaman içinde bir konağın beyi nedendir bilinmez kendine bir dalkavuk almak istemiş. “İmtihan yapacağım, sağa sola haber salın” demiş. Beyin buyruğu yerine getirilmiş ve çok geçmeden adaylar kapının önünde sıraya dizilmiş. Girmiş biri içeri ve bey sormuş:
-Dalkavuk musun sen?
-Evet.
-Sen dalkavuğa hiç benzemiyorsun.
-Olur mu beyim? Ben falanca şahsiyetin yanında şu kadar zaman dalkavuk olarak görev yaptım.
-Yok senden olmaz çık dışarı.
İki, üç, beş kişi derken konağın beyi dalkavuk bulamayacağını düşünmüş. Bu sırada biri daha girmiş içeri. Bey sormuş:
-Sen dalkavuk musun?
-Evet beyim.
-Amma velakin sen hiç dalkavuğa benzemiyorsun.
-Doğrudur beyim, vallahi hiç benzemem.
-Dur yahu sanki biraz benziyorsun.
-Evet beyim biraz benzerim.
-Buradan bakınca epeyce kilolu gözüküyorsun.
-Evet beyim kiloluyum.
-Fakat dikkatlice baktım da sen zayıf gibi görünüyorsun.
-Evet efendim. Zayıf gibi görünürüm.
Bey demiş ki sonunda; “Tamamdır ben dalkavuğumu buldum. Dışarıda bekleyenler dağılsın.”
Bunun gibi ne kadar da çok var günümüzde değil mi? Ancak bir düşünün; insan neden kendini öyle bir duruma düşürür ki?