Bir süredir köşe yazısı yazıyorum malumunuz olduğu üzere. Bir teveccüh de var, bunun için teşekkür ediyorum. Dikkatinizi çekmiştir; köşe yazmaya başladığım günden bu güne, tek bir konu başlığı üzerine değil, farklı konulara değiniyorum. Bilgim ve tecrübem ya da yaptığım ufak tefek araştırmalar, okuduğum şeylerden edindiğim bilgiler çerçevesinde yazıyorum. İnanmadığı ya da hayatında uygulamadığı şeyler üzerine fikirlerini paylaşan yazarları benim gördüğüm gibi sizler de görüyorsunuzdur. Hatta bu durumu biraz daha basite indirgediğimizde sosyal medyada yazılıp çizilenlere bakıyoruz ve net bir şekilde görebiliyoruz. Ama esas mevzu; bilmediği şeyler üzerine fikir beyan edenler son dönemlerde revaçta. Bilim insanları bu tür davranışa ‘cahil cesareti’ demiş. Bu cahil cesaretine sahip olanların özgüvenine ‘bitiyorum’.
“Cehalet mutluluktur” sözünü çok duyar olduk. Yazıyı okurken de birçoğunun aklından bu söz geçmiştir eminim. E cahil mutlu da cahil olmayan mutlu değil. “İlla mutlu olunacak diye bir kural yok biz de mutsuz olalım” gibi bir edebiyata da girmeyelim, lütfen. Girdiyseniz de çıkın. Adamların her konuda bilgisi var yahu. Matematikten tutun da sağlığa, mimariden tutun mali müşavirliğe kadar her konuda fikirleri var. Bir de bir alanda uzman olan şahsiyetlere bakıyorsun, adam sadece kendi alanına bakıyor ya da bildiği işe karışıyor ötesine de “bilmem” diyor. Az buçuk, kulaktan dolma bilgiye sahip olan her alanda her işe atılıyor kardeşim böyle şey olur mu? Bizim buralarda oluyor. Bir aracın krank mili hakkında ‘bilgi paylaşan’ ev hanımı tanıyorum yahu...
Bir de bu tiplerin efsane geri dönüşleri var. Bir gün “ak” derler, bir gün “kara” derler. Bunu da inkar ederler. “Dün ak dedin” diye hatırlatırsın, seni birden yalancı çıkarıverir, iftirayla suçlar. Çünkü onlar asla yanlış yapmazlar. Nitekim kendileri inanılmaz ‘tecrübe sahibi’ şahsiyetlerdir. “Beşer şaşar” diye bir laf var ya, o laf onlar için geçerli değildir. Şaşmazlar canım, ne münasebet. Sen bir şeyin doğru olduğuna yüzde 100 eminsin ya, kendi inandığı yanlışı, yalanı sana doğru diye inandırmak için elinden geleni yapar cehaletin verdiği cesarete sahip niteliksiz kişi.
Niteliksiz şahsiyetler, niteliksiz olduklarının farkında olmazlar. Niteliksiz olduklarının farkına varmaları için eğitim almaları gerekir ve aldıkları eğitimin neticesinde niteliksiz olduklarını fark ederler. Eğitim derken illa üniversite, yüksek lisans, yurtdışında master demiyorum. Cehaletin diploma ile ölçülmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Cahil cesaretine sahip niteliksiz şahıslar, toplumu yakından ilgilendiren kritik noktalarda meslek, makam, mevki sahibi olduklarında ortaya sakıncalı neticeler çıkıyor. Hayatın her alanında karşımızdalar. Bazı Avrupa ülkelerinde buna az rastlanıyor ve dolayısıyla bizler o ülkelere bakıp ‘ah’ çekiyoruz.
Bunları yazarken birden gözümün önüne birkaç siyasetçi geldi ama neyse. Oraya pek girmeyeyim. Siyaset benim alanım değil. O işi ehline bırakmak lazım…
Saygılar, esenlikler…