Son dönemlerde sıklıkla ‘kan bağışı’ konusunda yapılan çağrıları hepiniz duyuyor, görüyorsunuzdur. Koronavirüs ülkemize musallat olduğundan beri duyduğumuz terimlerden biri oldu ‘immün plazma’. Kan bağışı konusunda bilinçlenilmesi, farkındalık yaratılması son derece önemli.
Uzmanlar yanlışım varsa düzeltsin; edindiğim bilgilere göre, insan vücudunda 5-6 litre kan bulunuyormuş. En temel yaşam kaynağımız kan. Kan akışının durması demek, hayatın durması demektir. . Yani, kanın insan hayatındaki önemi hayati seviyededir. 1 ünite kan bağışıyla 3 hastanın hayatı kurtuluyor. Bağışlanan kan, ihtiyaç sahiplerine umut oluyor.
Kan bağışında bulunacak kişi bir seferde en fazla yarım litre kan verebiliyor. Yani bu da vücutta sahip olunan kanın yüzde 8-9’una tekabül ediyor. Erkekler iki ayda bir, kadınlar ise üç ayda bir kan bağışında bulunabiliyor. Periyodik olarak kan vermede öngörülen herhangi bir sorun yok. Kilo aldırma, halsiz bırakma gibi yan etkileri de yok. Aksine faydaları var. Mesela kan bağışı yapan birinin herhangi bir hastalığının olup olmadığı ortaya çıkar.
Empati yapmakta fayda var. Hemen her gün, her dakika, her saniye yaralanmalar, kazalar meydana geliyor ve bunun neticesinde 6-8 ünite kan gerekebiliyor. ‘Ya bir yakınımıza kan ihtiyacı oluverse, ihtiyaç olursa nereden nasıl bulacağız’ diye kendimize sorup, cevap aramamız lazım. Cevap da basit aslında; herkes bir gün kana ihtiyaç duyabilir. Bunun için gönüllü olmak gerekiyor. Kan bağışının yeterli düzeyde olmadığı bir toplumda her gün binlerce kişi kan bulunamadığından hayatını kaybedebilir. Bu bir sosyal sorumluluktur, hepimizin sorumluluğudur. ‘Birlik, beraberlik’ diyoruz değil mi?
Bağışçı olmaya engel bir durumunuz söz konusu değilse, kan bağışı yapın. Umut olun. Can verin.