Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz
Uzmanlar, düşünme, üretme, muhakeme ve demokratikleşme ile kitap ve gazete okuma arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu dile getiriyor. Yapılan araştırmalara göre; gelişmiş ülkelerde toplumlar, çok sayıda kitap ve gazete okurken, az gelişmiş toplumlar kitap ve gazeteden uzak duruyor. Yapılan araştırmalara bakıldığında ve rakamlar dünya ile kıyaslandığında, ülkemiz açısından da çok ilginç ve üzerinde düşünülmesi gereken verilere ulaşılıyor.
Edindiğimiz bilgilere göre; bir Japon, bir yılda ortalama 25 kitap, bir İsviçreli, 10 kitap, bir Fransız 7 kitap okurken, Türkiye’ de ise; 6 Türk’ e yılda sadece 1 kitap düşüyormuş. Dahası; 95 bin kişiye bir kütüphane düşerken, 95 kişiye 1 kahvehane düşüyormuş.
Günlük gelişmeleri takip edeceğimiz gazetelerin durumunun da kitaplarla aynı olduğu söylenebilir ülkemiz için. Nasıl mı?
Bin Norveçliden, 558’i, bin Japon’dan 557’ si, bin Finliden 445’i, bin İsveçliden, 430’u, bin Kostarikalıdan, 412’ si, bin Arjantinliden 62’si, bin Türk’ten 61’i, bin Çinliden 36’sı, bin Ukraynalıdan, 3’ü, gazete okuyormuş. Kitap basım ve satışlarının son derece düşük olduğu ülkemizde, gazete tirajlarının da düşük olmasına şaşırmamak lazım. İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırma huyumuz da burada etkili olan hususlardan biri olabilir. Bu konuda da herkes kendini sorgulamalı.
Kitap, gazete, dergi okuma konusunda hem para, hem de zaman harcamak için, son derece cimriyiz maalesef. Fakat sigara başta olmak üzere birçok boş şeye verecek paramız var! Önceliklerimizi bilmiyoruz, düşünmüyoruz. Bu konuda karar verme noktasında çoğu kez yanlış yapıyoruz. Okumanın ve öğrenmenin, en önemli önceliğimiz olması gerektiğini aklımıza bile getirmiyoruz. Getiren de üşengeç davranıyor. Oysa dünyadaki gelişmeleri ve değişimleri anlayıp, yarışa katılabilmemiz için, okumak mecburiyetindeyiz. Kandırılmamak, aldanmamak için de öyle! Bilinmelidir ki bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunamaz.