Geçen haftaki yazımızda, çocukları zehirleyen aile modellerinden bahsetmiştik. Bugünün çocuklarının, yarının genci, yetişkini olduğunda yetiştirilme modelinin tatlı veya acı meyvelerini yemeye başlıyor. Bu meyveleri sadece kendisi yemiyor, ailesinden başlayıp tüm topluma dağıtıyor. Çocuklarımızla en çok ilgilenmemiz, onların geleceğini sağlam temeller üzerine inşa etmemiz gereken yaş dönemi 0-6 dönemi ile ilkokul dönemidir. Bunun için ağır bedeller ödemeden, çocuklarımızı iyi yetiştirmek için çabalamalıyız.
Otoriter ve Baskıcı Aile Modelinde, İlgisiz, Kayıtsız Aile Modelinde, Aşırı Koruyucu, Fanus ve Helikopter tipi aile modellerinin bahsetmiştik.
Bu haftaki yazımıza ise dengesiz - tutarsız - müsamâkar aile modeliyle başlıyoruz. Çocuğun davranışlarına, eğitimine anne ve babanın bakış açıları birbirinden farklıdır. Genellikle genç ebeveynlerde, ilk çocuğun yetiştirilmesinde görülür. Genellikle baba otorite ve baskıcı iken, anne koruyucu bir tavır sergileyebilir. Günümüzde ise bu rollerin değişmekte olduğunu görebiliyoruz. Birisinin ak dediğine, diğeri kara demesinde, çocuğun nasıl yetiştirileceğine ortak bir karar vermemelerinin yanısıra, farklı aile modellerinde ve kültüründe yetişmeleri de etkilidir. Çocuk anne ve baba arasındaki farklı yaklaşımlardan dolayı kime göre ve nasıl hareket edeceğini bilemez. Çocuğun yanında eşler birbirini devamlı eleştirip, tartışırlar. Çocuk belli bir süre sonra anne-babayı çözüp, farklı taktikler, ajitasyonlar geliştirebilir.
Bu modelde yetişen çocuk inatçı, asi ve hırçın olabileceği gibi içine kapalı ve pısırıkta olabilir. Çocuk anne veya babadan birisine çok yaklaşırken diğerinden uzaklaşabilir. Çocukta yalan söyleme gibi davranış bozuklukları başlama ihtimali yüksek olup, tutarsız, kaygılı ve güvensiz bir kişilik sergileyebilirler. İlerleyen yaşlarda, çevresindeki insanlara güvenmekte zorluk yaşarken, karar vermede güçlük yaşayabilirler.
Mükemmeliyetçi aile modelinde, bu tutumu benimseyen anne babalar çocuklarını akademik, sosyal, sanatsal ve sportif her alanda kusursuz olmasını beklerler. Kendilerinin gerçekleştiremediği şeyleri, çocuklarının gerçekleştirmesini beklerler. Aile beklentilerinin karşılaması için çocuğu yoğun bir eğitim sürecine tabi tutar. Çocuk sınavlardan 95 alsa bile niye 100 almadın diye devamlı sıkıştırırlar. Çocuktan beklentiler yaşının ve kapasitesinin üzerindedir. Çocuğun arkadaşlarının seçimi de aileye aittir. Çocuk devamlı anne babanın oluşturduğu kalıba uymak zorundadır. Çocuk istenileni yapmadığı taktirde, aşırı disiplinin yanısıra şiddete başvurulabilmektedir. Veya aile çocuğa istediklerini yaptırabilmek için şiddet yerine, devamlı duygusal sömürü yapabilir.
Başarılı olmak adına çocukluğunu yaşayamaz. Aşırı titiz ya da tam tersi dağınık çocuklardır. Hep daha fazlası istendiği ve eleştirildiği için kendilerine güvenleri yoktur. Başarısızlığa uğradıklarında kolayca hayal kırıklığı yaşarlar. Yanlış yapmaktan korkarlar ve hep en iyisi olmaya çalışırlar. Kendileri ve kurallar arasına sıkıştıkları için sürekli bir iç çatışma içindedirler. Aileden gelen baskı yüzünden, kendinden taviz vererek aileyi mutlu etmeye çalışırlar ve bu yüzden mutlu olamazlar.
Aşırı hoşgörülü aile modeline göre hareket eden aileler, çocuk merkezli hareket ederler. Bu tür ailelerde, çocuğun yaptığı her şey hoş görülür ve çocuk aşırı özgür bırakılır. Çocuğa neyi yapıp neyi yapmaması gerektiği anlatılmaz. Hiçbir zaman kesin kurallar belirtilmez. Çocuğun tüm aşırılıklarına, yaramazlıklarına bile serbestlik tanınır. Çocuk kendisine ve çevresine zarar verebilecek davranışlarda bile etkili denetimden uzaktır, uyarılmaz.
Kuralsız bir ev yaşamından sonra, çocuk okul kurallarına uyum sağlamakta zorlanır. Şımarık tavırları nedeniyle, arkadaşlarıyla oyun oynamakta zorlanır. Oyun içerisinde devamlı problem çıkardığı için arkadaşları tarafından dışlanır. Çocuk tamamen haz odaklı, maddiyatçı bir yaklaşım ile yetiştirilir ve aile çocuk her ne isterse alırlar, ne isterse verirler. Onu mutlu etmek ve ağlamaması için her şeyi yaparlar.
Çocuk bir süre sonra anne babasını denetimi altına alır, onları tehdit ederler. İstediği olmayınca da tehditlerini uygularlar. Her isteklerini yaptırmayı alışkanlık haline geldiği için zamanla kural tanımazlar. Eleştiriye açık olmadıkları için kendilerini geliştiremezler. Devamlı birilerinden hizmet beklerler. Herkese tahakküm kurmaya çalışırlar. Şımarık, bencil, kırılgan, sabırsız ve saygısız olurlar. Her istediğini elde ettikleri için belli bir süre sonra doyumsuzluk yaşamaya başlarlar. Sosyal ortama girdiklerinde ve her dediklerinin olmadığını gördüklerinde hayal kırıklığına uğrar, kendi kabuklarına çekilebilir. Toplum tarafından dışlandıkları için asosyal ya da agresif olabilirler.
Aile ve Çocuk Danışmanı
Özcan Dalgıç