Çocuğun gelişiminde anne ve babanın rolü büyüktür. Bilhassa bebeklik evresinde çocuğun gelişiminde anne rolü büyük olsa da, babanın varlığına her dönemde ihtiyaç vardır. Toplumumuzda kültürel yapının etkisiyle, çocuğun gelişimini ve kişilik yapısı ihmal edilerek, sadece ailenin ihtiyaçların karşılanması görevini bahane ederek ikinci planda kalmayı tercih etmektedir. Babaya çocuk eğitiminde biçilen yardımcı ebeveyn rolü onun çocuk eğitiminde etkin rol oynamaktan kaçınmasını da sebebiyet verebilmektedir.
Geleneksel aile yapımızda baba çocuğunu uzaktan sever, aileyi geçindirir, evin içinde kuralları uygulayan otorite olurken, günümüzde ise yavaş yavaş bebeğin bakımını destekleyen, çocuğu ile bir zaman geçiren, arkadaşlık eden bir ebeveyn görmeye başlıyoruz. Önceden çocuğun gelişimine anne duygusal olarak, baba evin otoritesi olarak destek verirken, günümüzde babaların rollerinde kayma yaşanıyor. Çocuğa karşı anne kural koymaya çalışırken, babalar ise kuralları yıkan, esneten taraf olmaya başladı. Yeni yaşam sitilinde annelerin yoğun bir şekilde iş hayatına girmesi de ailede rol modellerin değişmesine etken rol oynamaya başlamıştır. Yaşam şartları değişse de, ebeveynlerin çocuklarıyla kuracakları iletişimler ve oynayacakları rol modeller çocukların gelişimi için önem arzetmeye devam etmektedir.
Yapılan araştırmalar, babaların da anneler kadar çocukların gereksinimlerine yanıt verebileceklerini, onların bütün gelişim alanlarında temel bir rol oynayabilecek potansiyelde olduklarını ortaya koymuştur. Genellikle babalar yapamaz diyerek, ikinci planda kalan babalar isterlerse ve ihtiyaç durumunda anneleri kadar duyarlı olabildikleri, bebeklerin doğar doğmaz baba babaları ile de sıcak bir ilişki kurabildikleri ve yalnız anneye bağlı olmadıkları görülmüştür. Yeni jenerasyon babalar çocuğun doğum öncesi hazırlıklarından başlayarak, anne ile birlikte çocuğun gelişiminde ve eğitiminde aktif rol oynayabilmektedirler.
Ancak hangi şartlar altında olursa olsun çocuk eğitiminde anne ve babanın üstlendikleri rollerde farklılık arzeder. Anne daha duygusal iken baba daha realist hareket eder. Anne daha çok koruyucu iken, baba daha çok hayata hazırlar. Anneler çocukların daha çok mutluluklarıyla ilgilenirken, baba sosyal hayata adaptasyonu ile ilgilenir.
Çocuklar anne ve babaları ile gelişim süreçlerinde “özdeşim” kurarlar. Erkek çocuklar evin içinde ve dışında babanın davranışlarını model alır. Aynı şekilde kız çocukları da anneyi. Kız çocukları her ne kadar anneyi rol model alsa da, babanın çocuklara olan yaklaşımı ve anneyle olan iletişimleri nedeniyle hep hayatları boyunca babanın olumlu veya olumsuz varlığına göre etkilendikleri bir gerçektir. Kız veya erkek çocuğu farketmeksizin, babanın yokluğu, ilgisizliği, pasifliği, ihmali çocukların kişilik yapısını, ruh ve beden sağlığını büyük ölçüde etkileyebilmekte. Babanın aile içindeki davranış modeli, çocuklarda uyum ve davranış bozukluklarına sebebiyet verebilmektedir. Yapılan araştırmalarda babanın, çocuğun zeka, psikoseksüel ve kişilik gelişimini de olumlu veya olumsuz olarak etkileyebildiğini göstermektedir.
Çocuklarda cinsel rol ayrımı, 3 yaş seviyesinden itibaren yaklaşık olarak başlar. Evdeki erkek figürü olarak baba erkek çocuğun kendi cinsiyetini tanıması, kavraması ve buna göre hareket etmesini sağlar. Erkek çocuklar, babalarını gözlemleyerek ve taklit ederek, erkeklerin nasıl davrandıklarını öğrenirler. Tabii ki bu süreçte, babanın olumsuz yaklaşımları varsa çocuklar bunu yaşamları boyunca uygulayabilir ve tatbik edebilirler. Yaşamlarının ilk yıllarında, babaları ile sağlıklı ilişki kurmayan, paylaşımda bulunamayan çocuklar, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde bu durumdan olumsuz etkilenirler. Kız çocukları için ise, babanın önemi farklıdır çünkü baba, hayatlarında tanıdıkları ilk erkektir. Bu nedenle baba ile kurulan ilişki, gelecekte karşı cinsle kurulacak ilişkilerin kalitesini ve şeklini belirler. Kız çocukları genellikle babaları gibi bir eş adayı arayışında olurlar.
Evde babanın yoksunluğu (iş seyahatleri, vefat etmesi, ilgisizliği, vs…) ile evin otoritesini anne üstlenir. Annelik, rolü ile birlikte babalık rolünü üstlenmesi bilhassa erkek çocuklarında anneye daha fazla bağımlılık geliştirmesine sebebiyet verebilir. Ya da evde erkek çocuğa bakım ve destek verenlerin çocukluğu ile çocukta cinsiyet karmaşası meydana gelebilir. Evde baba veya erkek figürünün eksik olduğu durumlarda, erkek çocuklarının “kadınsı bir yönelişe” sahip olduğu yapılan araştırmalarda ortaya konmuştur. Cinsiyet karmaşası ve çatışmasına (Oedipal Çatışma ve Elektra Sendromu), daha detaylı olarak ayrı bir yazımızda değineceğiz.
Çocuğun kişilik gelişimi, bilişsel gelişimi, sosyal gelişimi, sorumluluk kazanması, disiplin anlayışının gelişmesi, okul başarısı, özgüven oluşumu, kendini ifade etmesi, cinsiyet kimlik kazanımı, arkadaşlarıyla uyum ve davranış problemleri yaşamaması gibi bir çok alanda babanın rolü önem arzetmektedir. Babalarımız bunun farkında olarak çocukların bilhassa okul öncesi ve ilkokul evrelerinde çocuklarının yanlarında olmalıdırlar. Babalarımızın çocukların gelişiminde ve eğitiminde üstlenmeleri gereken vazifeleri bir sonraki yazımızda işlemeye devam edeceğiz.
Özcan Dalgıç
Aile ve Çocuk Danışmanı
Çocuk ve Ergen Psikoterapisti