Ekonomi devri

Nihal Şahsenem Akköse

Son dönemlerde sizler de, “Türkiye tarımda kendi kendine yetebilen bir ülke konumundan çıktı” diye düşünüyor musunuz? Birçok yerde karşılaşıyorum bu cümle ile. Nispeten katılıyorum. Tarımda kendine yetebilen ülke konumumuz giderek geçerliliğini yitiriyor.

Toprağı işlemek pahalı. Öyle pahalı ki, toprağı işlemek yiyeceğin üründen daha pahalı. Artık haber sitelerinde falan gördüğümüz zaman çok da umursamadığımız, alıştığımız mazot zamları var ya, işle o zamlar ekimi oldukça zora sokuyor.  Bildiğim kadarıyla memleketin birçok yerinde çiftçiler, “Ekeyim, dikeyim, üreteyim de kar edeyim” diye üretime devam etmiyor. “İyi, kötü bir toprağımız var, memlekette işsiz çok” diye düşündüğünden üretmeyi sürdürüyor. Şimdi ben mazot fiyatlarından bahsettim ya birileri, “Yahu çiftçi de tarlasına yakın yerde otursun da az yakıt harcamış olsun” diyecek. Memleketteki partizanlığın seviyesi bu kadar.

Yaşadıklarımız, beslenmenin öncelikli olduğunu sürekli bizlere hatırlatırken, hala zarara uğramak adına toprağı canlandırmaya uğraştıklarını söylüyor çiftçiler. Çiftçiliği meslek olarak yapmak şöyle dursun, hobi olarak bile yapmazsın maliyetleri görsen. Mümkün değil. Düşün; emeklisin ve yıllarca saksıda yeşillik yetiştirmeyi hayal etmişsin. Bugün cebindeki paranın kısıtlı ve oldukça sınırlı olmasından dolayı bu hayalinden vazgeçiyorsun. Vaziyet böyle olunca taneyle meyve sebze döneminin başlamasına çok da şaşmamak lazım…

İşin üretim yönü böyle. Gelelim tüketicilere. Son yıllarda tüketici boyutunda çok acayip şeyler oluyor. Tüketicinin alışveriş yaptığı mecralar değişti sosyal medyanın hayatımıza girmesi ile birlikte. Mecra değişti değişmesine de düzenbazlar, dolandırıcılar, fırsatçılar da hemen ‘damladılar’ o mecraya. Taktikler geliştirdiler. İnsanları kandırmak için ‘stratejiler’ belirlediler.

Devir ekonomi devri olunca –ki başka bir devir de olmayacak gibi, doğduk doğalı aynı devir- en ucuz gördüğün ürüne yöneliyorsun değil mi? Kart bilgilerini paylaşıyorsun ama düşünüyor musun ‘alışveriş yaptığım yer güvenli mi değil mi’ diye? Yetkililer bu konuda çalışmalar yürütüyor, tebliğler, kanunlar çıkarılıyor ama bir yolunu buluyorlar işte. Dikkat etmek lazım. Yakın geçmişte sıklıkla tekrar edilen bir söz vardı onu hatırlatayım; “Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin.”

Esenlikler.