Vatandaş olarak devlete vergi vermek, askere gitmek ve seçimlerde oy kullanmak gibi görevlerimiz vardır. Aynı zamanda devletimizin de bizim daha rahat, özgür ve huzurlu yaşamamızı sağlaması gerekmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sı bizim canımızı, malımızı ve haklarımızı korumak için vardır. Bizlerin hayatını daha güzel ve yaşanılır kılmaları sağlamak için yeni yasalar çıkarmaları için milletvekillerini seçip Meclis’e göndeririz. Devleti yönetmeleri adına onlara gücü ve parayı da biz veririz.
Peki, herkesin görevini layıkıyla ve dosdoğru yaptığından emin miyiz? Vatandaş olarak bizim çıkarlarımızı düşündüklerini bilebilir miyiz? İşte burada da devreye yerel basın girmektedir.
Hepinizin de bildiği gibi doğru bilgiye sahip değilsek, seçtiklerimizi denetleyemeyiz. Yapılan icraat ve programları öğrenmemizi de özellikle yerel basın sağlamaktadır. Çünkü yerel basın hükümet, siyasi partiler ya da kamu kurumları hakkında bilgi ve haber üretir. Böylece devleti yönetenlere verdiğimiz yetkilerin kimler yararına kullanıldığını ölçmüş oluruz.
Özellikle yerel gazete ve televizyonlara sahip çıkmak çok şeyi değiştirir. Çünkü yaşadığımız ilin, ilçenin, köyün, mahallenin sorunlarını en iyi onlar dile getirir. Yerel medyayı takip edip, bizleri yöneten seçilmişlerin gerçekten tarafsız ve doğru bilgi verip vermediklerini sorgulamak önemlidir.
Hatta vatandaş olarak bir çok konuda vatandaşımız işin içine girerek, yerel basın organlarına haber taşıyabilirler. Mesela Yağmur yüzünden kanalizasyon mu taştı? Birilerinin sokak hayvanlarına zarar verdiğini mi fark ettiniz? Muhtar sizin istek ve dileklerinizi kulak ardı mı ediyor?
Mahallelerde devleti temsil eden muhtar yalnızca seçmen kâğıdınızı saklamak ya da bazı evraklarınızı imzalamak ve dağıtmakla sorumlu değil. Sizi dinlemek, sorununuzu kayıt altına almak, elinden geliyorsa bilgi vermek ve ilgili makamlarla görüşüp çözüm bulunmasına aracı olmak da onun görevi.
Bu arada yerel yönetimlerin güçlenmesi ve halkın isteklerine paralel icraatlar yapması için vatandaşlarımızda sorumluluk alabilir. Örneğin derdimizin çaresini, kilometrelerce uzaktaki bakanlıktan sormak yerine, yanı başımızdaki belediyeden sorabilir. Böylece, gerçek ihtiyaçlarımıza hitap eden hizmetin üretilmesini sağlarız.
Ayrıca vatandaşlar olarak Belediye Meclis toplantılarına katılıp icraatları takip edebilir, sivil toplum olarak sokağımızdaki kırık kaldırımı kent konseylerinde gündeme taşıyabiliriz. Bütün bu adımlar küçük gibi görünebilir ama ülkeyi kalkındırmak için önce mahallede sorumluluk almak gerekir.
Yerel basın organları ile koordineli olarak yapacağımız bu ve buna benzer konular ile devlet-vatandaş ve basın birlikteliğini sağlayarak daha güzel ve çağdaş bir yaşama kavuşabiliriz. Ancak vatandaş olarak bilinçlenmeli ve haklarımızı sonuna kadar kullanmalıyız. Bu konuda en büyük yardımcınızda yerel basın kuruluşları olacaktır.