Bu sene adeta yaz gelmemekte inat ediyor gibi. Hava bazen insanı bunaltıyor, bazen de yanıltıyor. Ne zaman havalar ısınacak, ne zaman havalar soğuyacak insan bilemiyor. İnsanlar yaz gününün moduna bir türlü giremediler.
Mevsimlerin değiştiği söyleniyor. İlkbahar ve sonbaharın artık yok olmaya başladığı bir zaman içinde yaşıyoruz sanki.Zaten 3 gün sıcak, 4 gün yağmurlu modundayız…
Sanki eskiden yaz demek, daha bir heyecan, daha bir başka mod demekti.
Depresif moda pek girmem, girersem de hemen kendimi çıkarırım ama etrafıma bakıyorum da hemen hemen herkesin suratı şubat gibi, aralık gibi. Ben eski haziran gülüşlerini, temmuz bakışlarını, ağustos sarılışlarını özledim.
Hele işin içine birde Ramazan ayı girince insan yazı özlüyor içten içe. Havaların serin gitmesi oruç tutanlar iyi olmasına iyi de Temmuz ayında havaların daha bir sıcak olması gerekmez mi?
Ramazandan sonra eskisi gibi gülelim, eğlenelim; cızırtılı bir radyodan gelen eski parçalar eşliğinde, yeşil parklarda dostlarla samimi muhabbetlere dalalım.Ramazan’dan sonra alın çoluğu çocuğu, gidin piknik yapın eski günlerdeki gibi. Gülün eğlenin hoplayın zıplayın. Geç gelen yazın tadını çıkarın.