Meram Belediyesi’nin güzel bir projesi olan Kudüs Akademisi sonucunda bu kutsal şehre düzenlediği gezi, sadece bizim Kudüs’e bakış açımızı değil aynı zamanda yıllardır yalnız bıraktığımız İsrail işgali altındaki Mescidi Aksa’nın durumunu da en acı şekilde ortaya koymuş oldu.
Kudüs, daha toprağına ayak basar basmaz sizi İsrail zulmü ile karşılaştıran, kutsal mekanlarımıza karşı olan duyarsızlığımızı yüzümüze vuran, İslam dünyasının bölünmüş, parçalanmış, yozlaşmış ve cehalete sürüklenmiş halimizi ortaya koyan kutsal bir mekan.
Kudüs denilince Mescidi Aksa, Mescidi Aksa denildiğin de de hüzün var, acı var, özlem var, heyecan var ve de büyük bir kutsiyet var. Modern bina ve şehir arasına sıkıştırılmış, sokakları hüzün kokan, yalnızlık kokan ve ısısızlık kokan ve her adımda İsrail zulmünü yansıtan bu kutsal mekan Müslümanları özlemle bekliyor.
Kudüs’te yıllardır sözde modern ülkelerin gözlerinin önünde İsrail zulmü karşısında yorgun düşen, düşünceli bakışlı, yüzlerinde derin çizgilerin oluştuğu ve korku dolu gözlerle etrafı kollayan Müslümanların yaşadığı, daha doğrusu yaşamaya çalıştığı bir şehrin insanları sizi karşılıyor.
İsrail’in kutsal beldelerimizi ele geçirmesine yönelik alçak taktiklerini ve insanlık dışı uygulamalarını burada rahatlıkla görebilirsiniz. İsrail son dönemlerde uyguladığı sözde güvenlik politikalarıyla Doğu Kudüs'te ticaretin, dini yaşamın, ziyaretlerin çok azalmasına neden olduğu kesindir. Bu alçakca uygulamanın sonuçlarını Kudüs’ün daracık ve taştan sokaklarında rahatlıkla görebilirsiniz.
İsrail güvenlik güçlerinin uygulamaya koyduğu politikalar sonucunda Mescidi Aksa’yı yalnızlığa iterek, burada Müslüman cemaat kalmadı politikasını hayata geçirmeye çalıştığını rahatlıkla hissedebilirsiniz. Çünkü Kudüs şehrine girmek Müslümanlar için büyük bir problem. İsrail’de herhangi bir olaya karışan veya güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınanlar serbest kalmalarına rağmen Kudüs’e girememektedir. İsrail’de yaşayıp da senelerce Kudüs’e ve Mescidi Aksa’ya girmeyen Müslümanların varlığı içinizi sızlatmaktadır
Her bir karış toprağı Müslüman kokan bu kutsal beldeler şimdi mahzun bir şekilde. Dünya Müslümanlarının şu veya bu şekilde İsrail politikalarından etkilenmeleri sonucu yalnız kalan Mescidi Aksa, muhteşem görüntüsü altında için için ağlamakta ve Müslümanları yanında hem de yanı başında görmek istemektedir.
Müslüman aleminin ilk kıblesi, kapısında bekleyen işgalci İsrail askerlerinin zulmüne rağmen hala daha Müslüman aleminin gözlerini kamaştırmaktadır. Mavi, sarı çinilerin, altından kubbenin süslediği Kubbetü's-Sahra yalnız, Mescidi Aksa yalnız.
Artık Müslümanların bilinçlenerek Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tavsiyesine uyarak Kubbetül Sahra ve Mescidi Aksa’nın yalnızlığına bir son vermesi gerekir diye düşünüyorum. Kasıtlı olarak yalnızlığa doğru gitmesi için yapılan zulümlere inat bu kutsal mekanları yalnız bırakmamalıyız.
İster Birleşmiş Milletler kararlarına, ister üç dinin kurallarına, ister evrensel insan haklarına göre değerlendirin, İsrail'in Kudüs'te ve tüm Filistin'de uyguladıkları suçtur, günahtır, ihlaldir.
Ama kimse bir şey yapmıyor. Mescitten sadece 15 kilometre öteye gittiğinizde, utanç duvarlarıyla insanları birbirinden ayıran bu devleti, BM bile durduramıyor. Bununla da kalmıyor, yeni yerleşim yerleri açarak, 1948'den beri adım adım sürdürdüğü işgaline devam ediyor İsrail. Ses çıkaran yok.
Şimdi bir kere daha çok iyi anlıyorum ki, Kudüs'ün yalnızlığı, birbirine düşen, bölünen, düşmanlaşan İslam dünyasının ortak utancıdır. Kudüs’teki Mescidi Aksa ve Kubbetül Sahra’ya sahip çıkmalıyız. Meram Belediye Başkanı Fatma Toru ve belediye çalışanlarına bu konuda hepimiz çok şey borçluyuz. Çok teşekkür ediyorum. Bizleri kendimiz ile yüzleştirme fırsatı sağladıkları için.