Tarih boyunca sadece Allah’ın huzurunda boynunu eğen ve zalimin karşısında dimdik duran bir millet olarak ne zaman bu kadar değiştik bilmiyorum. Daha düne kadar dostlukların ölümüne kadar sürdüğünü, gıybetin büyük günah olduğunu,iki yüzlülüğün ve iftiranın cezasının cehennem olduğunu ve mevki için eğilip bükülmenin karaktersizlik olduğunu söylerken bugün bunların hepsini unutmaya başladık.
Türklük gururu ve İslam şuuru ile yetişen bir millet olarak bugünkü halimize bakarken insanın içi acıyor. Atalarımızdan aldığımız sadakat, bağlılık, onur ve gururu geleceğimize aktarmamız gerekirken, bir çoğunu bugünlerde eritmeye başladık bile.
İçimizdeki ve dışımızdaki düşmanların ayağımızın altına baktığı bugünlerde, daha bir birlik, beraberlik, vicdan ve merhamet sahibi olmalıyız diye düşünüyorum. Şimdi herkesin, vicdanını yoklaması ve insan olma gayemizin bu öğütlerden geçtiğini bilmesi gerek.
Büyüklerine saygı, küçüklerine sevgi ile büyüyen bir nesilden sonra her şeyi maddi gözle bakan bir nesile gelmenin tarifsiz acısı, umarım herkesin içini titretmektedir. Çocuklara cinsel istismar ve taciz, dilsiz hayvanlara reva görülen hareketler ve sokaklarda gördüğümüz bazı insan müsveddeleri hepimizi dehşete düşürmektedir.
İnsanların birbirine karşı olan ilişkileri zayıfladıkca, komşuluk ve akrabalık ilişkileri yok denecek kadar azalmaya başladıkca, bizlerde de vicdan ve merhamet kaybolmaya başladı.5 yaşındaki çocuğa cinsel tacizden tutunda 77 yaşındaki kadına bilezikleri için elinin kesilmesine kadar ne kadar insanlık dışı hareketler varsa görülmeye başlandı.
Artık aileler çocuklarını etrafına toplayarak vicdan ve merhamet duygularını anlatmaya, dini bilgi ve görgülerini artırmaya çalışmalıdır. Bütün bunları yaparken de pek tabi olarak kendileri birer iyi örnek olmak zorundadır. Gelecekte başımızı iki elimizin arasına almamak için şimdiden bir şeyler yapma vaktidir.