Cadde ve sokaklar vatandaşların ortak kullanım alanlarıdır. Buraları bazılarının malı değil, aksine o şehirde herkesin hakkının olduğu alanlardır. Ancak birileri buralarının kendisinin sanarak kaldırımları işgal etmeye devam etmektedir. Dubalarla çevrili cadde ve sokaklarda bu sefer de kaldırımlar işgal altına alınmış durumda. Arabasının sığacağı kadar bir kaldırım bulan herkes yayaları umursamadan araçlarını buraya park ederek, işine gücüne gitmektedir. Hiç vicdanları sızlamadan vatandaşların geçiş yolu kaldırımlara araçlarını bırakanlar, ne yazık ki bundan rahatsız da olmuyor.
Aslında kaldırımı kapatmak, yol kesmek kadar suçtur. Buralara araçlarını bırakıp gidenlerin
okula giden miniklerin, engelli yetişkinlerin, çocuk arabası kulanın annelerin haklarını gasp ettiğini söylüyorum. Buralara araçlarını park edenler kul hakkı işlemektedir.
Kaldırımlara araç park edenlerin kul hakkı işleyecek kadar vicdanları karardıysa, bizde onlara buralara park yapılmaması gerektiğini söylemeliyiz. Yanlış park yapan araç sahiplerine ölümcül kazalara sebep olacağını hatırlatmalıyız.
Aslında tarfikte empati kurmak çok önemlidir. Sana yapılmasını istemediğini sen kimseye yapmayacaksın. Yanlış park eden araç yüzünden ölümcül kaza olmasa bile sürücü ikaz edilmeli. Çünkü bu tip hataları yapanların da çoluk çocuğu okula gidiyor. Aynısı onların çocuklarının okul yolunda olsa ne yaparlardı.
Yayalarda kendini bilmezler tarafından kaldırımlara park edilen araçlar yüzünden caddelere indiklerinde oluşan kazanın vebalini kim verecek? Bu nedenle kaldırım üzerine araç park edenlerle, mağaza, market, bakkal, kuruyemişci gibi kaldırımları işgal edenler kul hakkı işlemektedir. Bildiğiniz gibi kul hakkı da çok büyük günahtır. Bilmem anlatabildim mi?