Kırk yılda bir yaşanır bu tür coşkular ve başarılar… Ona tanıklık etmekte herkese nasip olmaz…
Hele bu tarihi başarıya canlı canlı tanıklık etmek ve bire bir şahit olmakta ayrı bir mutluluktur. Yıllar boyu anlatılacak ve neredeyse askerlik anılarımızla eş değerde hatıralardır bunlar…
Letonya ve Hollanda maçlarından sonra bu sefer Konya tarihi İzlanda karşılaşmasına tanıklık etti… Konya’da günler öncesinden başlayan heyecan Selçuk İnan’ın golüyle doruk noktasına çıktı ve gece geç saatlere kadar sürdü bu coşku…
Adeta Milli Takım Stadyumu haline gelen Konya Torku Arena Stadyumu yine tarihi günlerinden birini yaşadı. 42 bin kişilik stadyumda neredeyse boş koltuk kalmazken, bu sefer sadece Türkiye değil, tüm Dünya stadyumumuza methiyeler düzüyordu.
Spor’da lobiden bahsederiz hep yıllardır. Hatta sürekli olarak kuvvetli lobimizin olmadığından yakınır dururuz. Özellikle Torku Arena stadyumunun tamamlanmasının ardından Beşiktaş’a ev sahipliği yapan tarihi mekan, bu sefer Milli Takıma alnının akıyla ev sahipliği yaptı…
Konya seyircisine ise ayrı bir parantez açmak lazım. Ne demişler yiğit namıyla anılır. Yıllardır, türlü türlü ödüller alan ve hep övgüyle bahsedilen Konya seyircisi bu sefer övgünün ve teşekkürün en büyüğünü hak etti.. Her ne kadar ulusal medyanın bir kısmı tarafından anlamsız bir şekilde eleştirilsede, Fatih Terim ve Yıldırım Demirören tarafından tüm canlı yayınlarda teşekkür ve övgü yağmuruna tutulurken, o küçük azınlık kesimin ne dediği ise açıkçası bizim için çok önemli değil.
Artık Türkiye’de 3-4 takımın stadyumlarının haricinde alternatif bir Stadyum daha var. Torku Arena Stadyumu ve Konya seyircisine son bir kez daha teşekkür ederken, Fransa yolcularına ise sonsuz başarılar diliyoruz.
Ay Yıldızın dalgalandığı her yerde heyecan, başarı ve alın teri vardır. Konya’dan Fransa’ya alkışlarla uğurladığımız aslanlarımızla ne kadar gururlansak azdır.