Geçtiğimiz günlerde Silvan’dan bir, Yüksekova’dan iki şehit haberi ile ülke olarak içimiz yandı. Terörün son kırıntıları varlıklarını belli etmek için ağızlarındaki salyalarla sürekli bir yerlere saldırıyorlar.
Artık kelimeler anlamını yitirmeye başladı. Anaların bağrı yanmaya, babaların gözü buğulanmaya başladı yeniden. Gencecik fidanlar toprağa düşüyorlar yine. 1 Kasım seçim sonuçlarının ardından yeniden hortlayan terör içimizi yakmaya çalışıyor.
Terör ve içimizdeki yandaşları seçimlerden umduğunu bulamayınca yeniden silaha sarıldılar. Seçim öncesi barış çığırtkanlığı yapanların maskesi çok çabuk düştü. Kendisini Türkiye partisi olarak görmek isteyen terör yandaşları, asıl maksatlarını çok çabuk ortaya koydular.
Birliğimize, beraberliğimize ve kardeşliğimize kast eden bu hainler, maksatlarına ulaşamayacaklar. Türk halkı onların gerçek yüzünü 7 Haziran ile 1 Kasım arasında çok çabuk gördü. Sırtını millete yaslaması gerekirken terör örgütüne yasladıklarını söyleyenler, savundukları terör ile yok olup gideceklerdir.
Ülkemizdeki huzur ortamını bozmaya çalışanlar ve bunları maşa olarak kullanan sözde medeni ülkelerin bilmediği bir şey var. Biz Türkler zor zamanlarda tek yumruk, tek yürek ve tek bilek olmayı her zaman başardık. Aramıza nifak tohumları ekmek isteyenler bunu başaramayacaklardır.
Huzuru, istikrarı ve güveni bu büyük millete çok görenler, kendi kazdıkları kuyuya düşecekler, yakın bir gelecekte adlarını bile hatırlayan kimse çıkmayacaktır.