7 Haziran seçimlerinin ardından başlayan ve her geçen gün artarak devam eden terör, en son Ankara’daki vahşet ile yine kendini gösterdi. Uzun zamandır vatandaşlarımızı derin bir endişeye sevk eden terör, artık başı ezilecek ve kökü kurutulacak bir duruma gelmelidir.
Ülke olarak dört bir yanımız ateş çemberi içerisinde iken bir de terör ve iç yardakçıları ile uğraşıyoruz. Emniyet güçlerimiz büyük bir başarı ile terörle mücadele ediyor. Canları pahasına yapılan bu mücadele de çok sayıda şehidimiz var maalesef.
7 Haziran seçimlerinin ardından milletimiz hiçbir partiye tek başına iktidar olma şansı vermeyince ortada yaşanan belirsizlik en çok terörün işine yaradı. Uzunca bir süre hükümetin kurulamamış olması, partiler arasındaki laf düellosu, koalisyon şansının ortada olmaması terörü azdırdı.
“Kurt puslu havayı sever” misali kudurmuş köpeklerde şehirlere kadar inerek vatandaşın can ve mal güvenliğine gözünü dikti. Ülkenin doğusundan batısına terör örgütü ve onun siyasal işbirlikçisi terörü dalga dalga yaymaya çalıştılar.
Türkiye’nin başkenti Ankara’nın göbeğinde gündüz saatlerinde meydana gelen patlama terörün artık mesafe tanımadığını , istediği anda istediği eylemi gerçekleştirebileceğinin de bir ispatı, yani “Köpekler” artık her yerde görülebilir. Bu köpeklerin dişlerini sökmekte emniyet güçlerimize kalıyor.
1 Kasım seçimlerinde ülkemizi karanlığa sürükleyen bu belirsizlik ortamını ortadan kaldırarak, içteki ve dıştaki hainlere hadlerini bildirecek, ülkemiz insanına güven verecek bir iktidar çıkarmalıyız.