Gelişen teknolojiyle birlikte bizde de bir çok değerler değişmeye başladı. Gerçekten de baş döndürücü bir tüketim kültürü insanımızdaki her türlü değeri çabucak yok ediyor. Teknoloji denilen dev, bizi bu denli yalnızlaştırmamalıydı oysa.
Aslında günümüzde en çok tartışılması gereken hepimizin, hatta dünyanın daha çok tartışması gereken bir konudur bu bağımlılıklar. Aslında bizler toplum kültürünün en güzelini yaşamış insanlardık. Sahi anne ve babalarımızın bizim kuşağa kendi zamanları ile ilgili anlattıklarını unutmamız mümkün mü? Ateş külü ile çamaşır yıkadıklarını, telli dolaplarda erzak sakladıklarını şimdiki kuşağın bilmesi mümkün mü?
Bizim çocukluğumuzda evlerde buzdolabı yoktu, her evde televizyon da yoktu. Maçları komşularda seyre giderdik. Bir yerden başka bir yerlere misafirliğe gidildiğinde, kapılar kilitlenmezdi, komşu komşunun külüne muhtaç sözü fiilen yaşanırdı. Paylaşım duygularını pekiştiren sokakta oynadığımız oyunları unutmak mümkün mü?
Her tarafın apartman olmadığı sokak aralarında çift kale maç yapmalarımız, annelerimizin ‘Oğlum sakın terleme’ nidaları ile eve çağırmaları Nidaları ile eve erken gel demeleri, kadınların merdiven başında birkaç arkadaşı ile örgü örüp sohbet etmeleri, kızların birkaç plastik kapla oynadıkları evcilik oyunları.
Saklambaç, yakar top, voleybol, kör ebe, beştaş, birdirbir. Şimdi hangi çocuk bu oyunları biliyor? Acıkan çocuklar, kimin kapısını çalsa ekmek arası zeytin peyniri kapardı. Ayrı-gayrı yoktu, insan şimdi daha iyi anlıyor her şey paylaştıkça güzelmiş. Şimdi komşuluk ilişkisi mi kaldı?
Koca koca binaların içine kapanıyor, televizyonun başından ayrılmıyoruz. Kitap okumak, ailecek misafirliğe gitmek gibi hasletler o kadar azaldı ki. Sevgiyi, saygıyı, paylaşma duygusunu yitirdik ya da hızla yitirmekteyiz diye düşünüyorum.
Umarım daha kötüye gitmeyiz ama o kadar çok özlediğimiz, hasretini çektiğimiz şey var ki; gün günü aratmakta. Unutmaya başladığımız veya erozyona uğrayan toplumsal birlikteliğimiz tehlikede. Cep telefonlarının öyle bağımlısı olduk ki, artık yanımıza almadan hiçbir yere gitmiyoruz.
Ancak bazen de cep telefonlarının bizleri esir aldığını düşünüyorum. Sosyalleşme konusunda bir düşman olarak görüyorum cep telefonlarını. Elbette teknoloji olmalı, hayatı kolaylaştırmalı fakat annemizin anlattığı kül tozu ile çamaşır yıkamayı, tel dolabı özletmemeli, paylaşım duygularımızı azaltmamalı. Teknolojiye evet ama bize değerlerimizi unutturacak duyarsız yaklaşımlara hayır.