Geçtiğimiz Cuma günü alınan karneler ile 2017-2018 eğitim ve öğretim yılının ilk yarısı sona erdi ve öğrenciler sömestre tatiline başladı. Karne sonuçlarına göre sömestre tatili bazı öğrenciler için mutlu geçecek olmasına rağmen bazı öğrenciler içinse sıkıntılı geçecek.
Aslında alınan karnelerde öğrencilerin ders notları olmasına rağmen biz bunları velilerin çocuklara davranış notu olarak da algılayabiliriz. Çocuklarımızın karnesini elimize alıp kendi notlarımıza da bakmamız gerekir diye düşünüyorum.
Çocuğumuzun okula gittiği dönemlerde dersleri ve okul-aile ilişkilerinde ne mesafe aldık, bunu kontrol etmeliyiz. Sadece “aman okula gitsin” diye düşünürsek alacağımız notun “kırık” olması normaldir.
Arabasına verdiği değeri çocuklarına vermeyen ailelerin çocuklarına karnedeki kırıklardan nedeniyle kızmaya hakkı yoktur. Bu kişiler başlarını iki elinin arasına alarak “ben ne yapmalıyım” diye düşünmesi gerekir.
Çocuklarımızın karne notlarını velileri olarak çok iyi okumalıyız. Karne çocuğumuzun eğitim hayatının bir gösterge panelidir. Onu doğru okumayı bilirsek, eksik olan tarafını destekleyebilirsek, gücümüzü aşan kısmında da bir uzmandan destek alabilirsek, ikinci yarıda hem biz hem de çocuğumuz başarılı olur.
“Kırık” karne hayatın sonu değildir. Öğrencilerin eksik olan kısımlarını bize gösteren ve onu bu eksik tarafına destek olmamız için bizi uyaran bir göstergedir. “Kırık” karne getiren çocukların velileri çocukları ile iyi bir diyaloğ kurarak bunun nedenlerini araştırmalıdır.
Çocuklarımızın geleceği için bunu yapmalıyız. “Kırık” karneli çocuklarımızı azarlayarak ya da ona tatil yasağı koyarak bir yere varamayız. Onların daha iyi olması açısından karşılıklı diyaloğ ve çalışma ile başarı kaçınılmaz olur. Zaten karnenin de amacı o değil mi? Eksik olan kısımlarımızı bize göstermiyor mu?