Biz Türklerin en büyük sevdası vatan sevdasıdır. Bütün sevdalardan üstün ve bütün sevdalardan evladır. Gönderde dalgalanan al bayrak gördüğümüzde gözlerimiz yaşarır, istiklal marşını söylerken gözyaşlarına boğuluruz.
Daha doğumumuzun hemen ardından kulağımıza önce ezan daha sonra vatan sevgisi okunur.
Vatan sevgisi önce ninni olur kulaklarımızda, yüreğimize işler, anaların yanık seslerinde, sonra destanlar olur dillerde, bütün benliğimizi kaplar.
Oyunlar oynarken çocuk yüreklerimizle, Vatan kutsaldır dedi babalarımız, çalışkanlığı aşıladı analarımız, hak yolunu öğretti camilerde hocalarımız… Ve biz vermedik oyunlarımızda bile vatanımızı kimselere. Değer verdik Yaratılana Yaratandan ötürü, düşman bilmedik birbirimizi, hoşgörüydü pirlerimizin düsturu… Rabbe inandık ,ona inanmış görünenleri kendimiz gibi sandık..
Bizim kitabımızda Devlet malı kutsaldı, değil ona hainlik etmek, okuldaki sıralara bir çizik atsak öğretmenimiz kızardı. Biz benzemeyiz, hristiyana, yahudiye ve yüreğini dışarıya satanlara. Onlar ülkesinden kaçar,benim anam, ocak yakar ekmek pişireyim, Mehmetçikler aç kalmasın diye. Biz benzemeyiz Amerikalıya,Fransıza,İngilize,..Onlar başka toprak arar, benim anam Kına yakar yavrusuna,vatana kurban olsun diye..
Şehadet bizim için şerbetken, Allah’ı bu kadar sevmiş, peygambere hayran olmuşken ,Uhud da Bedirde, Çanakkale de Destanlar yazan bir milletin torunlarıyken, Ay yıldızında neslimin kanı ,yerin altında binlerce kefensiz yatanım varken. Taşına toprağına kurban olduğum memleketim, kalbimdeki aşkın bu kadar büyükken sana kimler yan gözle bakabilir? Bu vatan, candan da , maldan da ve canandan da kıymetlidir.