Tarihimizin en çok ölümlü iş kazası olarak kayıtlara geçen Maden Faciası ile bir kere daha anlaşılmış oldu ki, kimi kamu kuruluşları, özel şirketlere devredilmemeliydi ve devredilmemeli de.
Çok acı bir durumla karşı karşıyayız.Bir kere daha ortaya çıktı ki, özel sektör için öncelik, iş güvenliği ve işçi sağlığı değil, daha çok kazanmaktır.
İşin içinde en azından çok ciddi bir ihmal olduğuna kanaat getirmemek olası gözükmüyor.
Almanya’daki madencilik sektörü kapasite olarak bizdekinin üç katı kadar. Fakat yaklaşık 50 seneden beri bir kişi bile ölmemiş. Dünya’da ikinci yahut üçüncüymüş ülkemiz, iş kazalarında.
Bu acı tablosuna çeşitli kılıflar bulmak, insan vicdanına isyan ettirmez de ne yapar.
1.600 lira gibi hakkaniyetten tamamı ile uzak bir ücretle yerin kilometrelerce altında ekmek parası uğruna sıhhatini kaybediyor insanlar. Ve kimi zaman işte şimdi olduğu gibi çok çok ağır felaketler yaşanabiliyor. Ailelerin ocağına ateşler düşüyor. Gencecik evlatlarımız ihmallerin kurbanı olarak hayattan kopuyor..Nice yavrular yetim,nice kadınlar dul kalıyor.
150 bin kadar bankamatik memurunun maaş aldığı bu ülkede canları pahasına trajik komik ücretlerle çalışanların âhını düşünmek dahi ürpertici..
Soma ana baba günü. Memleketin her tarafında protestolar.
En ağır işlerde çalıştırılmaları yetmezmiş gibi bir de hak ettiğinin yarısı dahi verilmeyen bu mazlumların mağduriyeti giderilmeli.
Gecikmemeli artık.
Böylesine felaket tablolarının bir daha yaşanmaması için tüm yetkili ve sorumlular en kısa zamanda en etkili çözüm yollarını bulup hayata geçirmeli.
Milletin zoruna gidecek cümleler kullanmaktan da özenle sakınmalı sakınması gerekenler.
Bu acı felaketin faturası o garibanlara kesilmesin bari