1 Kasım seçimi öncesi listelerin açıklanmasından sonra seçim sürecine resmen başlamış olduk. Ancak seçim sürecinin başlaması ile birlikte ortalıkta bir heyecan olacak mı bilinmez. Bunu zaman içerisinde göreceğiz.
Ancak demokrasiye inanmış fertler olarak seçim süreci bizleri fazlası ile etkileyecek, güçlü bir Türkiye için gidip istediğimiz ve gönlümüzü verdiğimiz partiye oyumuzu kullanacağız. Çıkan her sonuca katlanacağız ve kim kazanırsa kazansın, devletimizin selameti ve başarılı olması için her fert olarak çalışacağız.
1 Kasım’ın ardından seçim sonuçlarına göre, her demokratik ülkede olduğu gibi muhalefet olan partiler kendi iç hesaplaşmalarını yapmalı ve seçim polemiklerinden uzaklaşarak kurulan hükümete destek olmalılar diye düşünüyorum. Çünkü artık yeni bir seçimi kaldırmaya halimiz ve mecalimiz yok.
Bu seçimde partilerin dikkat etmesi gereken en önemli konu bu seçim sürecinde aşırılıktan kaçınmamız gerektiğidir.1 Kasım seçiminde pahalı seçim reklamları, pankartlar, mitingler ya da propagandalara rastlayacağımızı pek sanmıyorum. Şehitlerimize olan saygı nedeniyle bu zaten böyle olmalıdır.
Çok zor günler geçiriyoruz, her partinin pahalı seçim reklamlarını veya kulakları rahatsız eden müzik şölenlerini yapmaması veya iptal etmesi gerekiyor. Projelerini anlatabileceği televizyon programları, basına açık çalıştaylar, konferanslar ya da yüz yüze anlatımlar ile tanıtımlarını çok daha rasyonel yapabilirler. Hem büyük bir israfın önü kesilmiş olur hem de yaşanan acılarımıza hürmetimiz olur.