Avrupa Birliği ülkelerinin ülkemize karşı olan tutumlarından ve teröre destek veren açıklamalarının ardından içimizdeki batı hayranları neler düşünüyor cidden çok merak ediyorum. Hemen her şeyde batı hayranlığını dile getiren bu kafası batıda olan kişiler, artık meydanlarda fazla görülmüyorlar.
Yıllardır batı hayranlığını yazılarında, filmlerinde ve şarkılarında bizlere empoze etmeye çalışan kişiler, köklerimiz ile bağımızı kopartmak için çok uğraştılar. Yıllardır süre gelen bu kopmalar sonucunda bazı amaçların da ulaştılar. “İnek Şaban” tiplemesinden sonra kimse çocuklarına şaban ismini koymadı mesela.
Arkasından çevrilen “Recep İvedik” filmlerinin de ardından recep ismi koyulan çocuk sayısı neredeyse yok denecek kadar az. Recep ve şaban isimlerine karşı bilerek veya bilmeyerek yürütülen kampanya sonucu şu anda elimizde bir “ramazan” kaldı.
Bizi köklerimizden ayırmaya çalışan Avrupa ve ABD’nin bir diğer oyunu da batının alışveriş çılgınlığını yansıtan özel indirim günlerine “kara Cuma” demeleri. Çünkü İslamiyette “Cuma” nın özelliğini çok iyi bilen batılılar, bu günü karalamak adına özellikle Cuma gününe “kara Cuma” diye ilan ettiler. Sanki haftanın diğer altı günü beyazda bir Cuma günü kara.
Bizdeki bazı batı kafalılarda alışverişte indirim yapacakları zaman “kara Cuma” diye adlandırmaktadır. Bu kişiler bilerek veya bilmeyerek batının destekçileri olmaktadır. Halbuki İslam dininin önemli günleri konusunda uzun yıllardır devam eden bu bilinçli saldırı, bizi köklerimizden kopartmaktadır.
Aslında ne zaman içe dönecek ve “biz” olacağız, işte o gün bizim için büyük gündür. Batının taklidinden kurtulduğumuz gün bizim için kurtuluş günü olacaktır. Batıyı taklit etmekten vazgeçtiğimiz gün, bizim ilerleme ve gelişmeye doğru atılmış önemli bir hareket olacaktır. Batıdan bize sadece soğuk ve karlı hava gelebilir, diğer bütün batıdan gelenleri kabul etmememiz gerekir diye düşünüyorum.