Ülkemiz çok hassas bir dönemden geçmektedir. Terör, insanları korkutmak ve sindirmek adına kalleşce eylemler yaparken, bunlara yardakçılık edenler de çeşitli provokatif eylemlerle terörü ve teröristleri desteklemektedir.
Kayseri’de meydana gelen kalleş ve vahşi bombalı saldırının ardından bazı illerdeki HDP binalarına saldırılar olmuş kapı ve pencereleri indirilmişti. Polis, bu eyleme katılanları gözaltına alarak ortalığın rahatlamasını sağlamıştı. Ancak gözaltına alınan kişilerin emniyette süren sorguları sonucunda bazı gözaltına alınanların HDP üyesi oldukları, bazılarının çeşitli suçlardan sabıkası oldukları ve bazılarının da devrimci fraksiyona sahip bazı örgütlerin üyesi oldukları bilgisi sosyal medyaya sızmıştı.
Bu provokatif eylemlerin konuşulması bitmeden önceki günde Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi silahlı bir suikast sonucu hayatını kaybetti. Büyükelçiyi vuran kişinin kimliği ile daha bir şaşırtıcı idi. Kendisi çevik kuvvete mensup bir polis memuru idi.
Her adımı ile bir FETÖ provokatif eylemi gibi gözüken bu hain saldırı, hepimizi üzmüştür. Çünkü büyükelçiler bulundukları ülkelerin birer misafiridir. Bu misafirlerin can güvenliği de o ülkeden sorulur. Aslında son dönemlerde gelişmeye başlayan Türkiye ve Rusya ilişkilerini hedef alan bu hain eylemin arkasından bakalım kimler çıkacak görüp öğreneceğiz.
Ancak baştada belirttiğim gibi bu kritik süreçte provokatörlere ve provokatif eylemlere karşı hepimiz uyanık olmalıyız. Provokatörler yaşanan olumlu Türkiye-Rusya ilişkilerini yeniden eski karışık haline döndürmek için uğraşmaktadır. Bundan önce Rus savaş uçağının düşürülmesi ile başlayan provokatif eylemler aradan geçen sekiz ayda ancak düzeltilebilmiştir.
Ancak gerek Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ve gerekse Rusya Federasyonu yetkilileri bu hain provokatif eylemin ardından sağduyulu açıklamalar yaparak hainlerin emellerine ulaşmasına engel olmuştur. Millet olarak milli duygularımıza kullanarak bizleri kargaşaya sürüklemeyi amaçlayan provokatörlere karşı her zamankinden daha çok dikkat etmeliyiz.