15 Temmuz gecesi askeri üniformalı teröristlerin yapmaya çalıştığı ancak milli iradenin karşısında dağılıp mahvolduğu darbenin ardından darbe fıkraları da gündem oldu. Birkaç örnek fıkrayı sizlerle paylaşmak istedim.
“12 Eylül döneminde Ali Baransel, tüm basın-yayından sorumlu kişi olarak atanır. Bir gün gazetelerden birinde bir fıkra yayınlanır. Kenan Evren bu fıkrayı görünce çılgına döner. Fıkra şöyledir:
Güney Amerika'da bir uzmana sormuşlar; darbe yapmak mı daha kolaydır, yoksa turşu yapmak mı? Uzman, "Darbe yapmak daha kolaydır. Çünkü hıyar turşusu yapmak için aynı boy taze hıyarları seçeceksin, onları uygun kıvamda tuz, limon, sirkeli suyun içinde uygun süre bekleteceksin vs. oldukça uzun iş. Ama darbe yapmak için üç hıyarı yan yana getirmek yeterlidir" demiş.
Kenan Evren, bu fıkrayı okuyunca derhal Ali Baransel'i çağırmış; "Bu ne rezalet, böyle bir saçmalığın yayınlanmasına nasıl izin verirsin, neden kontrol etmezsin" diye çıkışmış.
Ali Baransel ne olduğunu anlamak için gazetedeki fıkraya bir göz atmış ve "Sayın paşam, boşuna üzülüyorsunuz, bakın burada üç hıyar diyor, beş hıyar demiyor ki" demiş.
Bunun üzerine Kenan Evren gazeteyi alıp fıkraya tekrar bakınca hak vermiş...
***
Yunanistan'da da Albaylar Cuntası döneminde, ilginç fıkralar üretilmiştir... Şöyle meselâ:
Yolda ıslık çalarak dalgın yürüyen bir polis, bir ara –o dönem yasaklı olan– Theodorakis'in bir şarkısını çaldığını fark eder. İrkilir.Ve hemen önünde yürüyen vatandaşı, Theodorakis dinlediği için tutuklar.
***
Kalabalık halk otobüsünde, adamın biri, bir diğerinin ayağına basar ve oralı olmaz... Ayağına basılan adam "Afedersiniz" der, "Albay filân mısınız?"
"Hayır" der adam.
"Ailenizden biri, orduda görevli mi?"
"Hayır."
"Polis falan mısınız?"
"Hayır."
"O zaman çek lan pis herif ayağını, bir saattir ayağıma basıyorsun."