Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı ölümünün 24. yılında rahmetle anıyoruz. Türkiye’nin 1983-1993 yılları arasına damga vuran Turgut Özal, bu on yıl içerisinde Türk siyasi tarihine damga vuran biridir.
12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından milletin umudu olan, milleti yeniden ayağa kaldıran Turgut Özal, siyasi hayatımızın önemli kilometre taşlarından biridir. Milletimizin yeniden uyanışının simge ismi olan Turgut Özal’ın , görev yaptığı on yıllık süreyi de milletimiz “Özal’lı yıllar” olarak her zaman anmaktadır.
Türk milletinin yeniden uyanışının ve şahlanışının simge ismi olan Turgut Özal, aynı zamanda Türk siyasi tarihinin en çok tartışılan ismi olmuştur.12 Eylül sonrası Türk siyasi hayatında yaşanan parçalanmayı; partisinin dört eğilimi “milliyetçilik, muhafazakârlık, liberalizm ve sosyal adaletçilik” ile bütünleştiren Özal, siyasi olarak düşünce ve ifade, din ve vicdan ile teşebbüs özgürlüğü konusunda üç temel özgürlük üzerinde durmuş, ülkelerin gelişmesinde tabuların ortadan kalkmasının ve her türlü fikrin özgürce ifade edilmesinin önemini vurgulamıştır. Türkiye’nin dünü, bugünü ve geleceğine ilişkin hedefleri konusunda alışılagelmişin dışında bir politika izlemiştir.
Turgut Özal’ın siyasi kişiliğini siyaset politikaları ve ekonomi politikaları olarak iki temel konuda değerlendirmek gerekir. Osmanlı’nın son dönemlerinde başlayan ve cumhuriyetle birlikte artarak devam eden batılılaşma ve modernleşmenin, Türkiye’nin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşabilmesinin, ekonomik ve teknolojik açıdan batılı ülkelerle rekabet edebilecek seviyeye ulaşması halinde mümkün olduğu savunmuş, liberal siyasi reformlar yapmıştır.
İzlenen dışa bağımlı, içe dönük kapalı ekonomik politika sonucu geri kalan ekonomiyi canlandırmak, Türkiye’nin sahip olduğu kaynakları değerlendirmek amacıyla yapısal bir değişim yaparak teşebbüs özgürlüğünün teşvikini sağlamıştır. Ekonominin serbest pazar şartlarında yeniden yapılandırması ve liberal ekonomiye geçilmesi yönündeki kararlar almıştır.
Türk ekonomisinin dışa açılmasını sağlayan, bu konuda sanayicileri teşvik eden Özal, aynı zamanda Türk milletinin kendisine olan güvenini yeniden kazandırmıştır. Hemen her konuda gelişmiş ülkelerle yarışa giren Türkiye, önemli sıçramalar yaparak Türki Cumhuriyetler ile ikili ilişkilerini geliştirmiştir.