Geldi, geliyor ve gelecek derken Mübarek Ramazan ayının bir haftası böylece geçmiş oldu.
Havaların sıcak gitmesinin yanı sıra günlerin uzun olması sonucu oruç tutanların sayısında gözle görülür bir azalma da dikkatlerden kaçmıyor.
Şimdi belli bir yaşın üzerindeki kişilere “Ramazan nasıl geçiyor?” diye soracak olursanız, cevap “Nerede o eski Ramazanlar?” olacaktır. Artık o eski ramazanlar klişe lafından hepiniz bıktı biliyorum.
Aslında eskide kalan şey ramazan değil, bizim duygu yüklü bakışımız, çocuk saflığımız, merakımız ve heyecanımızdır. Allah’ın rahmet ve mağfireti her yıl üzerimize artarak yağarken, bizler bu rahmet yağmurundan kaçıyoruz adeta.
Çünkü kalbimiz çocukluktaki gibi saf değil, o eskiden büyülü gelen şeyler artık yavanlaştı,ulaşılmaz ve güzel olan şeyler durağanlaştı.İftar,sahur, ramazan pidesi, iftar ve sahur zamanı coşkusu azaldı artık.
Ramazanın coşkusunu eskisi gibi doyasıya yaşamak için önce kendimize dürüst olalım ve Ramazanla olan ilişkimizi gözden geçirelim. Sonra yeni baştan, hem kendimize hem de evlatlarımıza, kul olma bilinciyle işlenen, ferah, gönül açıcı, yürek temizleyici bir Ramazan kavramı yerleştirelim.