Son olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’da katıldığı bir şehit cenazesinde bir linç girişimine uğraması nasıl bu kadar kindar olabildik sorusunu yeniden sormamıza sebep oldu.
Hoşgörü ikliminin sahip olduğu ülkemizde ne yazık ki toplumda sürekli bir uğraş içerisinde olan bazı insanlar birbirine katlanamamakta ve birbirine hoşgörüyle yaklaşamamaktadır. Gündelik hayatımızda olduğu gibi siyasi hayatımızda da bu hoşgörüsüzlük devam etmektedir.
Ülkemiz Ana Muhalefet Partisi CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan bu hain eylemi kabul etmemiz mümkün değildir. Severiz veya sevmeyebiliriz ancak bu bize şiddet uygulama hakkı vermez.
Toplumda da buna benzer olaylarla karşılaşabiliyoruz. Özellikle trafikte seyr ederken, kaldırımda yürürken ve herhangi bir yere girdiğimizde de bu gibi şiddet olayları hepimizin başına gelmiştir.
İnsanlar adeta pimi çekilmiş el bombası misali sokakta dolaşmaktadır. Mesela kırmızı ışıkta beklerken daha yeşil yanmadan veya yanar yanmaz kornaya basmalar, en ufak gecikme ve hatada el kol hareketleri ve küfürleşmeler herkesin başına gelmiştir.
İnsanlara bir şey sormak, onlardan olumlu cevap almak bile hayal oldu. Herkes burnundan solumakta, en ufak bir itiraz durumunda işi şiddete götürebilmektedir. Bu gibi durumlarla karşılaştığınızda elbette nerede kaldı geçmişimizden gelen nezaketimiz, hoşgörümüz diyorsunuz ama söylenmek, sitem etmek bir şeye fayda sağlamıyor.
Davranışların, yapılanların temelinde insanların birbirine ve topluma karşı olan duyarsızlıkları var. Bunun sebebi olarak ise içinde bulunduğumuz yaşam biçimini, eğitim sistemini, aldığımız aile terbiyesini gösterebiliriz. Bir bakıma da sevgi eksikliği, samimiyetsizlik diyebiliriz.Veyahut ezilen insanların başkalarını ezme arzusu da diyebiliriz.
Ama görmemiz gereken gerçek ‘tahammülsüz’ ve ‘hoşgörüsüz’ bir toplumun daha çok çatışmanın, kutuplaşmanın içine doğru gidiyor olmasıdır. Zaman geçtikçe insanlar arasındaki duygusal bağlar kopuyor, insanlar birbirinden uzaklaşıyor, birbirine katlanamıyor.
Okumuş insanımızdan cahiline, sanatçısından siyasetle uğraşına kadar herkeste oluşan bu tahammülsüzlük, toplumumuzu kötü bir virüs gibi sarmaktadır. Bir an önce bundan kurtulmamız ve topluma karşı sevgi, saygı, tahammül ve hoşgörüyü öğrenmemiz gerekir.